Herkesin Bir HikâyesiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kadınlar, yaşlılar ve çocuklar yani savaşmaya malik olmayanlar. Onlardı annem ve babam. Yıl 1864 eski bir tarih ancak son ’Grozni Savaşı” ve o savaşta Ülkemize gelen yüzlerce kadın, yaşlı ve çocuğu sanırım hatırlıyoruz...
Kafkasya, Çeçen ili
İnancın şimaldeki, Hakk’ı haykıran sesi Annem bir elimden tutardı, babam birini Bir ileri bir geri, oynatırlardı beni Ve duyduğum ilk şarkıydı, Şeyh -Şamil’in kıvrak ritmi Ve sonra gök gürültüsü Ardından da duyuldu, topun, tüfeğin sesi Sonra yollara düştük, Kara Deniz geçildi Anne idi yolcu eden, karşılayan anneydi Ve duyduğum ikinci şarkı, Mehmet Akif- İstiklal Marşı Kucakladılar önce Yolculukta yırtılan, gömleğimi soydular Yeni pabuç aldılar, karnımı doyurdular Sonra önlük ve çanta, okula yolladılar Ve duyduğum üçüncü şarkı, Türk’üm, Doğruyum... diye başlar Ve sonra üniforma Öyle ya ben artık, zıpkın gibi delikanlı Temizliği orada gördüm nizamı, intizamı Vatana yan bakanın, canına okumayı Ve duyduğum dördüncü şarkı, 10. Yıl- Cumhuriyet Marşı Nihayet şafak bitti Başta kepin yerini, briyantinli saç aldı Benim de gönlüm esti, benim de gönlüm yağdı Kerem değildim lakin, yanmadık yer kalmadı Ve duyduğum beşinci şarkı, Tatlıses’ den-Urfalı Kızı Vesselam, zaman bir su Armudun sapı, üzümün çöpü, zaman geçecek İki yaka, bir ara hikayesi, çek babam çek Ve bir şarkı var ki, o’ son demde gelecek Çünkü onun adı Makber, yani her yer karanlık Yani, elveda dostlar, Allah’a ısmarladık, Allah’a ısmarladık Metin Ceylan "Bu şiir, son kıt’ası henüz yaşanmamış gerçek hayat öykümdür" |