Kıyamet
Günü çoktan boğmuştu, karanlığın elleri
Bulut, mızrak ucunda, göğe sabit, çivili Duman, havada donmuş, hareketsiz alevi Ve ben çıldıracaktım, görünce bu dehşeti Ve zaman! Zaman ki ele vermiş, gizlenirken kendini Düşmüş Arz’ın üstüne, eteğinden perçinli Kelimeler sema da, asılı binlercesi Ve ben çıldıracaktım, görünce bu dehşeti Ve hâl! O’ hâl ki her köşede, vahametin izleri Daha dolaşacaktım, eğer gücüm yetseydi Etrafta sessizliğin, hükmeden bâkî sesi Ve ben çıldıracaktım, görünce bu dehşeti O, daha ne ki! O, daha ne ki dedim, düşünüp Kıyameti Gördüm Ayetlerinden, onun vahametini Arındım korkulardan, o’ an cesaret geldi Çıldırırdım herhalde, İman sarmasa kalbi Hele, dedim! Hele yıldızlar insin, dökülsün yeryüzüne Hele dağlar yürüsün, karışsın tepe, düze Hele bir güneş insin, insin de arz üstüne Dürülsün yedi âlem, sen ki dehşeti izle Ve Kıyamet! Kıyamet ki öfkenin, Celâl’i seçme an’ı Seyir eyle o’ Kudreti, Azameti, Kah har’ı Bu dehşetli an için, tahammülü ve sabrı Ya İmanda bulursun, ya da bekle helak’i Ya İmanda bulursun, ya da bekle helak’i Metin Ceylan |