El-Hay
Varlığı vacip olan Allah’ın Hay sıfatı,
İlelebet bakidir, Hayyül-kayyum’dur Zatı O İlahi hayatın, ilim ve iradenin, İlk başında yer alan, sıfatı âli’yenin. Varlığına bağlıdır ki ondan var olanlar, Oradan beslenenler, oradan can bulanlar. El-Hay diri demektir, zıddı ise ölümdür, Bu bir tecelliyi Hak, halka kısa bölümdür. Hem öyle diri ki, “uyumaz, gaflet basmaz” Her zerreden “haberdar” asla gözünden kaçmaz. “O önden gidenleri, arkadan gelenleri, İlmiyle bilmektedir, bilmezi bilenleri” Allah’ın Hay oluşu, diriliği de kendinden, Mahlûktaki dirilik, muradıyla emrinden. Hay güneşi olmasa, candan eser kalmazdı, Doğmak, yaşamak, ölüm, “Kün” emri de olmazdı. Her canlı varlıkların, diriliği haydandır, Sayılı nefesleri, ömre düşen paydandır. Hatta varların bile, “ilahi feyz” hayatı, Onların özelliği, Hakkın sübut sıfatı. Canlılar olmasaydı “Kün” emrini duyulmazdı, Hiçbir şeyin, nesnenin, varlığı bulunmazdı. Bilim ile uğraşan, ilim adamlarınca, Seslerini duyarlar, bilimi kadarınca. Birde muhakkik olan, ehli keşif kimseler, Kemaliyle işitip, duyduğunu zevk eder. Tertemiz müşahitler, bu lezzetle yaşarlar, Kabuktan öze doğru, sayısız yol aşarlar. Onlara elem, keder, asla zarar vermezler, Zira hiçbir fiili, Hay’dan ayrı görmezler. Cismani tüm elemler, ruhani nimetlere, Ne karşı koyabilir, ne dert açar dertlere. Ariflerin dertleri, Mevla’sı efendisi, Ezel ebet Hay olan, Hak-Teâlâ kendisi. Veliye suret bela, manası azim nimet, Perdeli olan kimse, bunu anlamaz elbet. Ömrü ziyan edene, yazıklar olur eyvah, Yaratıklar ölümlü, ölümsüz olan Allah, Bir daha çıkarmazsa, son nefesini yutan İşte ölüp gidenler, onu içinde tutan. Elbette doğum ölüm, illaki muradı Hak, İnşallah iki cihan, cümlemiz olur ak pak. Ya Rabbi her nefeste, şahit eyle kendine, Cümlemizi ölmeden, boya senin rengine. 05.03.2012…Mustafa Yaralı |