El-Muhyi
Var olma istidadı, olan cümle varlığa,
Varlıkla varlık veren, genişliğe darlığa. Ezelden yaratılmış, maddenin heyulası, Hakkın terkibiyle, onun ayan olması. Hayat kendi zatında, kullarda ki yaşamak, Fenası bu yeryüzü, bekası dik basamak. Bir kul Hakkın zatında fani olursa eğer, “Ben onun işitmesi, görmesi olurum” der. Kullarda ki mukayyet, yaşam az bir “pay” dadır, Zandan geçen bilir ki, gerçek hayat “Hay” dadır. Şu hayatın sahnesi, ölüm dirim eksenli, Bir gölgeden ibaret, oyun ki, senli/benli. Perdeler kapanınca, ne ben varım, ne sen var, Kim bilir gelenler mi, gidenler mi bahtiyar? Mevcutlara, sirayet eden ilahi hayat, Sırlarıdır “varlığı” ,var gösteren her sanat. Sanata hayran kalıp, sanisi’ni görmemek, Belki bir yarasadır, belki de bir köstebek. Varlık bilinmek ister, var edenle birlikte, Buna arif olanlar, bilinmeli dirlikte. Rabbine tazim ile avuç açmış Peygamber, “İlmimi ziyade et, hayretimi artır” der. “Eşyanın hakikati ve belasız yakınlık” Dikkatimizi çeker, özden öze bakımlık. Ya Rabbi cümlemizi Muhammedi ahlakla, Basiret nurunu ver, kalbe, gönüle, akla. 03.03.2012…Mustafa Yaralı |