El-Veli
Hami, himaye eden muhib, muin, sadık, yar,
Böyle velisi olan, insanlar ne bahtiyar. Sevilmenin sevmenin, gönül dilinde tadı, O en kudretli dostun “Veli” dir diğer adı. Sevmeyen düşman kalpte, ateşsiz duman tüter, “Gerçek bir dost olarak, sadece Allah yeter” “Allah, iman edeni, karanlıktan kurtaran, Işıkla yol gösterip, aydınlığa çıkartan. İnkâr edenler ise, tağut’u dost edinir, Tağut onları nurdan, karanlığa getirir” Mümin olan kulları, yokluk karanlığından, Alıp varlık nuruyla, nur verir aydınlığından. İlmi genişlik gelir, darlığı çekip gider, Böylelikle o kula, yardım ve ihsan eder. Perdeler karanlıktır, müşahede aydınlık, Olunca Hakka tazim, mahlûkata saygınlık, Zahirde Nebi olan, batının da Veli’dir, La mekân olan dostun, yeri gönül evidir. Allah’tan başka veli, olmaz gerçek mümine, Dostluğu kâfi gelir, onun tevhit dinene, Kazandırır kullara, Hakkın ziyası feri, Zulmetlerden kurtulur, ehli tevhit neferi. “Müminlere yardımım, üzerimde bir haktır” Bu manada “hamilik” vadi ezel, mutlaktır. Allah’ın velileri, korkulardan emindir, Halil’i ateşlerden, kurtarması delildir. Can-mısın, canan-mısın? Ağlatırsan gülemem, Yar-mıyım ağyar-mıyım? Bildirmezsen bilemem. Sevene sevgilinin, adı dilinden düşmez, Özel sevgiyle yanar, hararetle didişmez. Böyle olan aşığın, küllerine can verir, Hatta ir can da ne ki? Yerine Canan gelir. Ya Rabbi dostluğunu, cümleden esirgeme, Dergâhı izzetinden, bize “defolun” deme. Gönlümüze tesir et, her azamız anlasın, Başkasıyla sohbete, mecalimiz kalmasın. 01.03.2012…Mustafa Yaralı |