SƏGGİ BOYU SƏS (8)he, inanç kuşağı tokuyurken kurd gözlerimde; düşünür ben, bir ölmüşün diri vermişliyidir. İndi! Öylebil-indi. Yukular da değildir. Oyaklık da, özüne kayıtmışlığıdır bu! Ölüsov bakışlar imeklerken kurd gözlerimde; düşünür ben, inamsızlık da değildir. Gerçek alanda güvenmişliyidir. İndi! Öylebil-indi. Yalınkık olduğuna, son belge inanmışlığıdır, bu! Ölüsov bakışlar öz sezdirirken kurd gözlerimde; düşünür ben, en doğma-doğuş uyuşum, birleşdirecek inamdaşlığıdır. İndi! Öylebil-indi. Ayrılıkdan! Yanlızlıkdan! Özlemden! sona varmışlığıdır bu! Ölüsov bakışlar sevinirken kurd gözlerimde; düşünür ben, ayakda duracağı gerçek olunmuşluğudur. İndi! Öylebil-indi. Sakıklıkla, uğanda kim gibi inandırır zaman 00`da. Gibi, biz! Gibi, siz! Gibi, onlar! Demek herbirimiz! Satılmış çağların sonucunu yaşıyırık. Çünkü başkalarında aradığımız çatışmazlığı, özümüzde göremedik! özümüzde aramadık! kendimizde bulamadık! Bir çoku bilmir ki, satılan yerde, alan buyurgandır. Buyurganın son sözü, kendi kölesi için böyle perdesiz. Benim sevgili kölem! İsteklerimi artıkca yerine getirdiyin için, sağ ol deyirem. Ancak şu işinden bile kıvanc duyamıram. Çünkü direniş yerine, okşayırsan beni. Bu nedenle sen, köle yerinde de olamadın. Yavaş-yavaş can verirken, kendi ölümünü özün duyurken, direniş göstereceksin. O zaman direnişin, hiç anlamı yokdur ben için. Çünkü senin yaşam payın bu. Öz yazğını böylesine, özün yazmış olubsan, sevgili kölem! Dedi bebekleri zaman 00`da. kurd gözlerimde bir bulut inanmışlık, güven güvercini koşdurur, bakışlarında, ışık. Kanatlarında da, kadınlık. dimdiyinde de, yarınlık zaman 00`da. Duydum bir delişinlikle avuçlarım, sığınacak olmuş buz parmaklarına. Yas buğlaşır boşluklara öyle sanki. Bununla da özüne dönmene tinim, minik çetirdir huuu. Ama ona kimler? Yasaklığı! Basılmışlığı! Asılmışlığı! Suskunluğu! Vermişler, verdirmişler. Bir karınca buluncla sanki; kimya duyumunda, iki gövde de bir tin aparır. Hu, huu. Düşüneyim matematik de baş ulu, çine-tan ince, -ben artı ben- zaman 00`da. Yarımöz de, olsa da kargöz, nargözümle buldurdum itirmişliyini. İki gövde bir tinde, zaman 00`da. İndi on-iki çalır Küryalında zaman kimi; Hansı çağdan beri bir, hu çağıran olmuş inam, yaşatır an ölecek kim, ona can olmuş inam. Körpe us, bil, duyamır çakçakına çağ süresiz, ne-nedendir nedeni türkü, çalan olmuş inam. Çağ durur, son soluğun derdiyi son yerde, çağa, sona, son suskunu kırmışlığı çan olmuş inam. İnce bir söz bu deyim, çağ gereken çağ yoluna, özü bilmişde keder köprü salan olmuş inam. Bir keçidlik yaşanak derdine yok Em, gibi bak, atasağınsız için, kan sunur-an olmuş inam. Ərğəvan yolçuluğu vergidi, vermiş düşünü, aldığı vergini an, doğru zaman olmuş inam. Küryalında…ardı var M. Erğəvan |