Hani göçüp gitmişti ya dünden sonra bütün kuşlar Çok zaman geçti üzerinden; Sadece biri döndü son seferinden Gagasında kırık bir zeytin dalıyla Belkide son nefesiyle
Ortalık darmadağınıktı, Dağınıktı bütün sevdalar Gökyüzü yine karanlık ve dumandı hâlâ buralar
II-
Lânet karakedi işte hep eteklerimde, ayak bileklerim onunla veya onsuz Kızıl sarısı gözleri gözlerimin içinde kalın dikişle yine Arsız işte
Uzaktan çigân sesleri geliyor yine Susturmam mı, imkânsız.
III-
Akşam sefaları açmış... yine Deli rüzgârlara tutulmuş Gönüller bir sağa, bir sola dökülüp durmuş Koparıp buket yaptım, bir valizle yollasam dedim Korktum, Sararıp solarlar sandım
IV-
Hüzün gemilerini unutmuştun ya limanlarımda Yerinde renk renk yelkenler vardı Karaya sürgün
V-
Lânet kedi işte; nasıl da miyavlayacağı dala bakıyor hınzır
VI-
Hep dördüncü mevsimlerdeyiz Eminim; yine birimiz baharla cilveleşemeden çekip gidecek Bu kez dördüncü mevsime inat, beşinci mevsim gelin olacak Müziğini çingeneler çalacak
Duman içinde akşam sefaları açacak... yine Yine... uzaktan çigân çalacak Şeytan çigân müziği eşliğinde senin son nefesinle zil çalıp oynayacak
VII-
Lânet; Bir daldan düşen kırık zeytin dalına bakacak Bir de ayak bileklerimde dolaşacak
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DUMAN HÂLÂ BURALAR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DUMAN HÂLÂ BURALAR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
lânet kedi işte; nasıl da miyavlayacağı dala bakıyor hınzır ....:)) Akıllı kedi bence. .......... IV. Lanet!... Her düşümü karartacak Geceden uzak zamanlarda Susukun ruhumu kanatacak
Yakıp da giderler...Her yanan közde de önce duman sonra da küller kalır.Gri veya kapkara dumanlar arasından savrulur küller.Ancak; küllerinden doğmak diye de bir şey vardır.Er ya da geç...Ama bir gün mutlaka...
O son can havliyle getirilen zeytin dalı bazen kına ve düğün örneği gibidir.Karakedi...Her olumsuzda bir şeyler aranıp durulur.Çoğu kez, bu kendimize bir avunma veya tesellidir.Hem korkulmamalı sararıp solmalarından, o gönderileceklerin.Bizler değil miydik sayfalar arasında gülleri kurutan.Ve yıllar sonrasında da bakıp bakıp gözleri buğulanan.Kendi gider, gider ama geride çok şeyleri unutarak.Tümden bir gidiş değildir bu...Unuturlar hep bir şeyleri...Hüzünler ki tek renktir.Hep kara.Ha sahilde ki kara...toprak.Ha renklerden kara...Ne var ki nasıl olursa olsun en asilidir yine kara.Açılmalı yelkenler Boğazın lacivert sularında karaya inat...Dördüncü ve beşinci mevsimler...Umulur ki öyle olur.Ve kedi miyavlayacağı dala bakmaktan vazgeçer.Ve dumanların isleri konsa da akşam sefalarına renga renk yine açarlar, akşam üzerleri her şeye inat...Ve de kedilerin huyudur, üzerlerine basılacağını düşünmeden dolaşır dururlar ayaklar arasında...
Sayfana geldiğimde başka bir pencerede müzik dinliyordum. ve şu parça aynı anda çalmaya başladı Zenci kadın belki benzer bir öyküyü aynı bu sayfanın içtenliği gibi anlatıyordu... duman hala buralar ve bir şair yazarın ayaklarına dolanacak rüzgar sonunda herşey huzura kavuşacak.. Çook sevgimle Davim.
Yüreğinize saglik...Guzel bır siirdi..
Saygılarımla
G.C7