Eylül Yağmurlarında Toprak KokusuŞimdi Ömür tükettiğim Kıvrımlı yolların girdabına usulca sokuluyorum Yorgun yılların sunağına uzatıyorum bedenimi Ve Sessizce geçmişimin Yaşanamamış anlarında kayboluyorum Susuyorum İçindeki bensiz bencilliğe Susuyorum İçimdeki sensizliğe Susuyorum Ey sevgili köhne yüreğimin çaresizliğine Hayatın Yılgın zaman artıklarında Dimağıma çöreklenmiş düşünce kertiklerinde bile Yaşamın Yarım asra nasıl dayandığını çözemiyorum Vakte dokunan mevsimlerin İsli bacalarından süzülen ılıman iklimlerin Şakaklara düşmüş ağaran saçlarımda Neler yaşadığını artık anlayamıyorum Oysa Çocukluğumun baharında Yarına düş ülkelerinde hayallerim vardı İdeallerimin avuntularında Boynum darağaçlarında sallanırdı Mevsimlere kafa tutmuş aylardan Eylül sokaklarında Çamur patika yolların kıvrımlarında Ölümsüz aşklarım yaşardı Ayrılıklarım sinemde ağlar Kavuşmalarım gözyaşlarımda sonlanırdı Umut yolumun Kenarına dizilmiş hüzünlü kavaklarının üzerine Kırağılar düşer Lodos yelleriyle yeryüzünü örterdi Saniyelerle sevişmelerim Damağımda ölümsü tat bırakır Gazel yapraklarının uçuşmalarında oyalanırdı Eylül yağmurlarının ıslattığı toprak Ey sevgili Güne yorgun düşen tenimde kokardı Nasıl sarmaladım ki hayatı böylesine Koyu karanlıklar içinde zamana sessizce akıp gitti Hangi gölgeler üzerime düştü ki Nefesim ölü kefen bağlamalarında sonlandı Ve İsteksizce yaşamım hayatın zehrini kusmuş duvarlarına Ne den yaslandı Şimdi ey sevgili Sorgulasam da kendimce suskularımı Vakit yarının ötelerine geç değil mi? Tilki kovuklarına tüttürülürken saman alevleri Gideceğim nokta Yine hayatın kızıl tuzakları değil mi? Bıraksam da tüm umutlarımı akan sulara Yarına Akarken başımı çarpacağım koyaklarda Kayalar değil mi? Zamana içli dökülüşlerimin sonu değildir amma Anlık yaşantılara şelalelerden düşmek için geç değil mi? |