ŞAFAKLA BİRLİKTE BİR GÜLŞafakla birlikte bir gül açar göz göz kanatlarını Kuş cıvıltıları arasında Bir şarkı mırıldanır İçinden, kanayan hasreti eşliğinde Usul usul akan nehir… Ve sönmüş bir volkan gibi ateşsiz... İçten içe kaynayıp durur yüreği Lavlar hücum ederken damarlarına… Şafakla birlikte bir dal sürer sessice atlarını Zembereği boşalmış mekanik bir saat gibi Asıldığı duvarda zamanı haykırırken duran Koşmaktan yorgun düşmüş Ve dizlerinin bağı çözülmüş bir yürek Ölümle, yaşam arasında kararsız oturan Saman sarısına dönmüş gün İkindi sonrası yorgunluk atmak üzere Akşamı iple çeken güneş Vurup kafayı bir dağın zirvesinde Ya da sokup masmavi denize gövdesini Serinlemek istercesine Uzanıp, uyumaya geçmek üzere Acele eder durur *** Ve bir uzak diyar Bozulmamış doğallığıyla küçücük bir köy Üzerinde kuşlar özgürce uçuyor Zeytin ağaçlarının altında Ve beyaz zambaklar arasında dolaşırken nazlı yâr Uzaktan gelen iniltiler Ortalığı ayağa kaldırmadan Bozmadan o tılsımı çığlıklar Şafakla birlikte bir gül açar göz kanatlarını Esen rüzgâra aldırmadan Kirlenmeden dumandan Kirli ellerce kırılıp Düşmeden vakitsizce yerlere Boynunu uzattı bir gül şafakla birlikte güneşe Kanatlarını açarak yaprak yaprak İntikam alırcasına savrularak Akıp giden zamandan Güneri Yıldız (Elazığ, 10.09.2011) |
Kirli ellerce kırılıp
Düşmeden vakitsizce yerlere
Boynunu uzattı bir gül şafakla birlikte güneşe
Kanatlarını açarak yaprak yaprak
İntikam alırcasına savrularak
Akıp giden zamandan
Güzel dizelerdi,
Kutlarım Hocam;
Selam ve saygımla...