aperatif
Bütün masaları
dolu bir restoranda otururken hissediyorum iki satır arası boşluğa sıkışan yalnızlığı. Peçetemin altında tabağımın hemen kenarında fink atıyor yalnızlık. Yeryüzünün en uzun fay hattı kalbimden geçerken olası deprem gibi bekliyorum her an girebilirsin şu beyaz kapıdan içeri. Açlık yanında aşk ne anlamsız. Fakat açlıktan çok aşk acısını ön planda tutar insan. Bu sırada garson aperatifleri getirince oyalanması için oyuncak verilmiş velet gibi seviniyor ve aşktan önce de bir aperatif alsak fena mı olurdu diyorum... |