Ölü Gözyaşlarım
Rüzgar üşüyor saçlarımda
yorgunum takvimlerine isyan düştü ölü gözyaşlarımın cenazesini kaldırıyor kirpiklerim damla damla bir mezar kazılıyor toprağa düşen gözyaşlarım soğuk bir son durak taşının dibinde diz çöküyor umutlarım son nefesin dizlerine dayıyorum başımı sarardı ömür defterim yaprakları nem aldı ömrüme atılan yaş çentiklerini silebilsem yeniden çiçeklense hayat ağacım umursamaz bir çocuk olsam yaralansa kör ebe oynarken dizim ağlasam salya sümük yuvarlansam Geçen çocukluğuma oturup yanmak yerine zıvanadan çıksam patlamasa gökyüzünde salınan nazlı mavi balonum koşmasaydım gönül yaralarımın peşinden sığınsam kirlenmemiş umudun eteklerine dudaklarımda sakladığım tek gülüşü satmasaydım yok pahasına eskiciye Kirlettiler çocuk yüreğimi ve sonra büyüdüm acının rengine boyadılar masumluğumun gelinliğini soydular ellerimdeki kirleri temizlemek istedikçe bulaşıyor her yerime artık tövbeye bile yeltenmiyorum biliyorum günahlarım kadar suçluyum Bozuluyor dargınlığım şeytanla kefaretini istiyor seneler gün artıkları dolduruyor yüzümdeki çukurları gün bitti ömür gidiyor kadehlerine şerefe derken son bir çılgınlık yapsam kağıt bir uçağa yüklesem geçmiş acıları bıraksam gökyüzüne hafifler miyim acaba kalp atışlarımı durdursa zaman bir kez daha hayatın bel kemiğini kırsam ve hayata yeniden doğsam İLK VE SON KEZ KUBİLAY MERT BEYİN CESARET VERMESİ İLE YAPTIĞIM BİR SESLENDİRME İDİ TÜM ARKADAŞLARIN AFFINA SIĞINIYORUM |