Sevgili Sevgilim; canımın en can alıcı yerinde yaşayan usul usul sızlayan, hınzırca kanayan çektiğim acılardan bi haber gülümser yaram...
Sevgilim; okumak ve yazmak kadar biraz da ölmek içindir şiir elinde bir el bombası; en iyi ihtimalle can çekişirsin bilsen ne çok kez öldüm! teşhissiz, biraz tesirsiz ve az da temkinsiz ne çok öldük, ne güzel öldük daha keç kez ölmek gerek kayıtlara geçmek için yaşarsak fark edilir miyiz?
bugüne kadar yaşadığım acıların yaşayacaklarımın teminatı olduğunu bilseydim belki hiç dahil olmazdım bu cezbedici belkilere ve zehirli güzelliğine keşkelerin seven insan sevdiğinin yaşattığı acıları da bağrına basabilendir bazen söz öbekleri sarmaş dolaş olur ya ruhta öyleyse başımız gözümüz üzerine kelebek esintisidir erdemlerimiz erinçlerimizle ihya olurken ’sadakadır gülüşlerimiz’
oluruna bırakmak gibi hatalarımız da oldu kolu bacağı kırık ve dişleri dökük sakat yalanlarımız vardı bizim şimdi olmayışımıza içleniyorum... ne garip...
Sevgilim; insan yeri geldiğinde öfkelenmesini de bilmeli, acı çekmesini de... her şeyin hakkını vererek yaşamalıyız biraz da, ki yaşıyoruz da aslında az evvel böğürtlenli reçel yedim mesela kahvemi sütsüz içtim bu kez ve sayamadığım kadar çok kere dinlediğim bir şarkı başlattım sessizce şarkılar bile yoruluyor, ritmi bozulunca anlıyorum boğuk boğuk yankılanıyor odanın köşelerine çarparak içimden ona kadar sayıyıyorum sakinleşsin diye nedenini ben de bilmiyorum beklersem geçer ve her şey düzelir sanıyorum her şarkıda olduğu gibi bu şarkıyı da bizi düşünerek dinliyorum
’adio kerida... adio kerida... adio kerida...’
Sevgilim; bir şeyler çürüyor içimde saksıda fesleğen nasıl çürürse öyle bak diyorum! çok geçmeden fark edilmeliyim korkarım biraz daha sürerse böyle korkularım akrebin kendini zehirlemesi gibi beni yiyip bitirecek korkularım benden asude korkularım süratle yaklaşan bir yangın parmak uçlarımdan başlayıp bileklerime yayılan tüm vücudumda palazlanan bir ateş
Sevgilim; ben şimdi burada aşkımızın mavi göğünden inmeliyim hayata incinmiş paraşütümle süzüle süzüle ve bıraktığım yerden devam edebilmem için geri dönmeliyim kutsal bildiğim topraklara belki diğer adı göçtür bunun belki sonsuz bir müsaade arzusu aslında işin doğrusu nedamet ağırlığı bu inandıkların uğruna mesafelerimiz çoğalmış olabilir bunun için öç alacak değilim insanlığından
-inançlarımız, kendi yolumuzu en doğru biçimde çizmek için asfalt yolda beyaz şeritlerin bize eşlik etmesine benziyor-
bu yüzden içimde sana karşı saf tutmuş zerre hınç yok bunu bilmeni isterim biz dağıtmakta usta, montajda sefildik yolunu şaşırmış iki ünlemin hüznü kaçmıştı gözümüze kendine zarar zehir ve ruhundan boşalmış zemberek aşk bir sfenks heybetinde, sükut yutmuş gibiydi içine nü_ans değilse neydi sen söyle sana çalmış çırıl çıplak bu -flu- renk yüksek tiraj ve kapalı oynayan bir trajedi minnet? senlik? hasret? neyse ne! sevgiden de dökülür, kederden de alındaki ter bilirim emeğin hazin uğultusunu işçi çocuğuyum ben! söylenip ortaya bırakılan yüksek oktavlı dedikoduları boşver, gel
Sevgilim; ben biraz kaygı bir tutam tereddüt edinmeliyim birkaç güne dönerim bir yerlerden öfke bulup, bir şeylere hiddetlenmeliyim biliyorum çünkü; öfkelenirsem geçer ben ne zaman öfkelensem çiçekler gibi parıldar çehrem en çok hırslandığımda güzelim örneğin sen sevecen yanlarımı sevsen de, değişemem ama bekle, bekle n’olursun bak yeni yeni huylar ediniyorum insan büyüdükçe tuhaflaşıyor mesela küpeştede pörtlek gözlü bir çim adam yetiştiriyorum inan bu halime ben bile gülüyorum
Sevgilim benim; hala sevgilim diyorsam aldırma, geçer hangi güzellik ömür billah kalıyor dimağımızda? adın bir marshmallow gibi eriyorken damağımda sen hala hangi kayıtsızlığının hesabını yapıyorsun? bırak Allahaşkına, bir yol göster günlerdir susa susa kanamaya başladı dilim cerahatli yaramsın ya aklımın ucunda migren gibi sızlıyorsun şakaklarımda sözlerinin morfin etkisine ihtiyaç duyduğum da oluyor böyle ağrılı ve sancılı zamanların koynunda
Sevgilim; aşkımızın zarif celladı artık dönüş yok aramızda ne benden sana, ne senden yana ne senden geri, ne benden ileri ne ikimizin ortasında bir girdap galiba aşkımızın miadı doldu
ben göğünde yurdunu arayan mor kafes sen yurdumda göğünü bulan siyah güvercin artık kadim varlığın; mükafatımdır ancak
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Nüans - II şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Nüans - II şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
okuyanın ruhunu bedeninden ayıran yakıcı ve güzel bir şiirdi. bende bir şiirimle yorum yapmak istedim.
SEN VARSIN YA SEN YA
Biter belki Alışa alışa yiyip içtiğimiz şu acı Gök dolu bulutlar hırçın çocuk Ben yalnız ben öksüz ben yetim Uzun sürmez tamam bu hercailik Sanırsın duygular uçuk gölgeler camlarda Kime gider çiçekler bilmez miyim yoksa
Ellerin kalıyor rüzgarın sesinde Karıştı çocuklar benziyor birbirlerine Yağmur kudurtan fırtına Hasretin olur damlalar susarın Yağmur çıldırtan fırtına Kanmak yok sanmak var sadece Saçların, saçlarını savur yüzüme
Eksik dudakların birde iğreti gülüşlerin Yoksa sen reklamlardan Vitrinlerden mi beslendin
Gözyaşı neyi çözer neyi getirir Hangi isyan telafi eder bu kırılmışlığı Günler yaprak yaprak düşüverir Bitmişsen tükenmişsen insanların umurunda mı Biter bir gün bir sabah şeytan homurtuları
Sen neredesin billahi neredesin Bilsem filmlerdeki evine gelirim Sesin yağmur sesi gibi Açıyorsun bulutların arsından beyaz sarı Uzanır ufuklardan ufuklara mesafeler Gördüğüm düş uzak mı yakın mı Büyüyor büyü yor alabildiğince görüntüler Yüzün net değil ah şu aynalar Dirilmek uçuşan rüzgarın da tabiatın Ufukları kanatır bakışlarım Hep son adımı atıyorum sanki Bilmezdim hedeflerin böyle bitmeyeceğini
Sen varsın sen ya Sen varsın ya Bitirecek bu hava beni korkuyorum Ellerim sonsuzlukta Tutacak bir dal arıyorum Bütün senin gözlerinde ben kalıyorum Bayrakların yükseldiği içinde Karanlık odaların törpülendiği uzantımıdır Matemidir düşlerin bu ölebilirsen Biter bütün kaygılar Kabuslar sevebilirsen
Elastiki duygular geçer gider Gördüklerimiz yanılmaymış meğer Tel tel ağarmakta zaman sabahları Avuçları na sığmayan delikanlılık heyecanı Sıyrılıp bu kahrolası yalnızlıklardan Yada kalabalıklardan
Sevgili Sevgilim; canımın en can alıcı yerinde yaşayan usul usul sızlayan, hınzırca kanayan çektiğim acılardan bi haber gülümser yaram...
Merhaba...görsellik çok güzeldi...Herkesin kendi dünyası...Ve herkes kendine önemli....Oysa kendimiizi ne sandığımız değil, nasıl bilindiğimiz daha bir önemli...Çok tebriklerimle...saygılar...
SENİNLE OLMANIN EN GÜZEL YANI Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek. Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek. Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek.Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek. Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun? Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak. Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana.Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte.Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek.Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek. Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun? Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak.Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak. Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun? Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek.Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak.Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde.Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime. Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun? Nereden bileceksin? Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi.Isırmazdım dilimin ucunu.Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım. Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda… Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım. Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize… Ve her kulaçta haykırırdım seni.. Ama sen hiç benimle olmadın ki… YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN… Can YÜCEL
Bu güzel şiire ancak Can Yücel'in bu şiiri uygun gördüm.Sevgilerimle...