Üç Yapraklı Ağaç veya Modern Saygı
Beyin göçüne gitmişti bir kadavra ve bir kurban
Beyin jimnastiği de yapabilirdi beli bükülmüş tenler Onlara susamıştı ahşap kitaplık; Bir zamanlar şehzade ruhların yoğrulduğu Bir zamanlar beytülmal(de) şebnem kâselerle kalplerin dağıtıldığı Susamıştı çöller serin çözgüsüne Bir kurban daha kervana ev sahipliği yapıyordu Hem de tam sahipti geçmişine Bükülmüş bileklerin sessiz heyecanıyla marşa gidercesine Gümüş makaslarla kurdele kesmişti vicdan kamelyasında Önce çuvaldızlar batıyordu benliğe Sonra mızrakların kalabalık toprağı serpiliyordu Telkin veriyordu bir mezar bekçisi, hem de angarya! Gurbetteydi cihangir terleri Akşam bulaşığı dökülürdü onun yerine Gözyaşlarının sıva sunduğu bu gökkubbede Bir tamirci kainat mayasını damıtıyordu safiyane Sabır taşında eğiliyor ve ufalanıyordu makûs talih Ortopedi reyonunda ruhun belkemiği doğrulmuştu artık! Ey şehla bakışlı manzum karakter! Beyhude mıknatıs çarpması kalbini durdurmasın Sana saygım var ezel piramidine kanatlandığımdan beri Akvaryum düşleri seni okyanusunda yakalamıştı Olsun, suçlu değildin sen! Geç gelen ağlamaların bir ihtiyara da bulaşmıştı ya Tırnaklara batan dikenleri çıkarmıştın acı duymadan Gönül kırana gönüllü adımlarındı yankısını duyduğumuz Yol yürünmez dedikleri yaşam fanusunda Ayak izlerini kitap sayfalarının içerisinde arayanlara Şahit oldum.. ve şahit tuttum “yılmama”yı Neron’a bel bükmeyen ağzı açık ateş Bir tutam kalbi ısındırmaya yetiyordu sadece. Gürsel ÇOPUR |