babam...
seni kaybettiğim gün yıkılmıştım,
çünkü sen evimizin temel taşıydın, çünkü sen yüreğimin saklı köşesinde solmayan bir güldün.. sabahın kızıl rengini aldığı bir saat ti.. ne kadar kolay verdiler senin acı haberini oysa ben her şeyden habersiz, günlüğümü karalıyordum nerden bilebilirdim yaşamdan koptuğunu... elimde tutuğum kalem bile ağlıyordu benim duygusal ve hüzünlü halime çünkü artık sen olmayacaktın yaşam sensiz devam edecekti ah bir bilseniz dostlarım yaşadığım acıyı.. çünkü o benim babamdı canından düşen bir parçaydım yaşam karşısında bana güç veren batmayan bir güneşti. onunla yaşadığım en güzel anlar içimin köşesinde saklıydı.. belkide bir hatıra defteri gibiydim kıran kırana kavgalarımız, sabahı bulan tartışmalarımız, sonra şefkatle bana sarılışını hatırlıyorum güzel babam.. hatırlıyormusun baba maksın das kapitalini eve getirmiştim ben okumadan sobaya atıp kızgın bir yalımın içinde tutuşturduğunu sonra yanıma gelip gıcık olsun diye sırıttığını hatırlıyorum.... oysa ne anlamlı anlardı keşke hiç bitmeseydi ve sen göçüp gitmeseydin.. bak baba aziz nesimin öykü kitabı şu an elimde, kim onu yırtıp atacak kim bana inat olsun diye sırıtıp gülecek.. hepsi acı dolu soru işaretleri biliyorum hiç bir zaman dolmayacak hiç bir zaman cevap bulmayacak bu soru işaretleri.. lanet olsun şu dünyaya bir sen vardın birde anam şimde sen yoksun neden yoksun sormayacam eminim şu an ağladığımı ve senin için şiir yazdığımı sende duyumsuyorsun baba.... |