Yel DeğirmenleriDüşüncelerimde dokundum takılmış yüzüklere Bahtın kapalı olduğunu öğrendim uzaklardan geçen gemilerden Telini ayırdım çiçeklerin Uçurtmalarımı bıraktım rüzgarlara acıların Sönük volkan oldu bileklerim Göçebe yaşayan kediler gibiydi hayat Düşünen adımlarım oldu soğuk esen rüzgar Rüyalarımda akan bir renk cümbüşüydün sen Zorunluluk duygusu iğneliyorken tenimi Dibi görünmeyen kuyulardan geliyordu sesler Bir taşın suya değişi gibi Ortaçağda bildim şövalyelerimi Yel değirmenlerine savaş açan don kişotu. Haykırışları uyandırdım gülümseyen parmaklarda Su toprağa düştü, toprak gömütlere Çiçeklerim kırbaçlandı yüreğimde Kanımla uyuttum her daim beşiğimi Topuklarımı eskitti ayakkabılarım Bir beyaz martı gelip kondu saçlarıma Yüzümden okundu hüzün Kendimle baş başa kaldım kitaplarımda Gecekondu mahallelerde gezinti yaptı gökkuşağı Kaçarken yakalandım, sesini verdim güneşe sessizliğin Güzüm oldu her yeni karşılama her yeni ümit. Uğultular dokunurken içime Üşüdüm beni ben yapan şiirlerimle Rakamlarım olmadı hiç hesabını yapacak Sözcüklerime emanet ettim gizemimi. ÖMER ARDALI 22 OCAK 2012 |