FISILTILARINI GİYDİREN YAĞMUR
Seyrek saçlarda gezinen ışık gibiydi umut
Saklanan geçmişin ardından gülümseyen bir çehre Koşan, vapura yetişmeye çalışan insanlar Ve hüzünlü hüzünlü süzülen bulutlar Her yağmurda boşalttım içimdeki düşünceleri Hep bekledim payıma düşen kaderi Terk edilmiş bir defter yapraklarının Kıvrık uçları gibiydi hayat Yitirdiklerim, ayrı düştüklerim Ve belki de çocukluğum Süzülen günbatımını kapımda bekledim umutsuzca Hiç gelmeyecek bir sevda gibi çalmadı kapım Kahırlı kahırlı odamdaki kareleri adımlarken Düştüm şiirin gizemine Sayfalar doldurdum tanımadığım defterlere Oysa Penceremden deniz görünüyordu ışıl ışıl Sanki onu elimle tutacakmışım gibi Ne kadar yakın Ne kadar sonsuz Yaşam tutacaklarını koyarken koynuma Isındı içim Her kitap sayfalarında aradım Özlem duyduğum şehrimi Öyle değişti ki yaşadığım mahalle Ona özlem duymak, Değişen zamana bir sitem Değişmeye yüz tutan kimlikler gibi Geçmiş zaman anlatır oysa bize bizi Yaşadıklarımız, ihanetlerimiz ve pişmanlıklarımız Bu üçgende solar gider bazen insan Hiçbir ses işitmek istemez kulaklarımız Saklı yitik zamanda dolanırken ayaklarımız Bir boşluğu hisseder olur. Yitirmek adım adım azap verir Geçmişe gülümsetir yüzümüzü Suçluluk duygusu olsa da içimizde Her an hayatın muhasebesini yapan yürekler gibi Tutunuruz dallarına kelimelerin Sözcükler ne kadar mana taşımasada Fısıltılarını giydirir yağmur şehrime Puslu bir rüzgâr esiyorken gözlerime ÖMER ARDALI 04 NİSAN 2012 |
Kıvrık uçları gibiydi hayat
Yitirdiklerim, ayrı düştüklerim
Ve belki de çocukluğum"
Tebrikler, çok güzeldi...