SEYYAHIN SAKAR GÜLÜŞLERİ
Bir güze çalkalandı bacakların hışırtısı
Dumanları tüterken öten kuşların Bir odanın cam kenarında büyüdü kederim. Yaz tohumu coşkun ırmağında aksın diye coştu içime düşen hasretim Kumpas söz dizimleri faydasız kimi zaman Sancının şeffaf vakitlerinde düşer aklıma benden gidişin Sür gözlerini sabah uyandığımda Güzel olmayan bakışların sürünsün kirpiklerimde Issız sabahlar içimi soğutsun ayazımda Tadı yok kurutuyor artık okunuşlar Sayfalara haz verir o imgeli dokunuşlar. Seyyahın sakar gülüşleri kulakları çınlatırken Hava yağmurluydu Soğuk bir meltem eserken okuyordu kapıda bekleyen şiiri şair. Temiz hüzünler doluyordu gamzelerine Kaygı dediğimiz sevdalı düşler uçarken rüzgârda Hamakta sallanıyordu sarhoş edasındaki gülüşler. Nefes verip gitti sular nehirlerinde Akıntı sarktı umutlarından güpegündüz Başkaldırışınla soğuttu yanlışlar hislerini Hasretle andığın her bir güz için. Şiir inatçıdır bazen Gözler içindeki sırrı Çıkmaz bazen bir mana veren Her okunuşta uykusuz bırakılır kelimeler Çarşaf gerdim ıslanan düşlerim ısınsın diye. Kelebekler zamansız aldanıyordu tırtıllarına Hüzün gergefinde saklanıyordu sesin Suyun kokusunu duymasada ellerim Sanmayın ki kandım aklanışınıza Yutmadım içimden geçirdiğiniz dil oyunlarını İnanmadım diz çökseniz de önümde Uyandım Korkusuzca düşsem de merdivenlere Çözdüm dilimi her dolanışta Yürüdüm güneş yakarken bedenimi Sevdim her daim yüreğimi Sensiz karanlıkta açtım gözlerimi 20 ŞUBAT 2012 ÖMER ARDALI |