İsimsiz
Mutluluğun karanlık bir yeri yoktur
Sürüklenen, dolanıp duran, sallanan ivmeleri olmamıştır Koyu ya da ağır değildir hiçbir zaman İnsanları tutan, dolanan, sarılan bir şey değildir Elleri geceye sıkı sıkıya bağlı bir bekçiye benzemez mutluluk Benzemez; Gözleri hiç gitmeyecekmiş gibi bakan bir sevgiliye. Düzdür, sadedir, gidecektir. Ama büyütülür diğer bütün beyazlar gibi Dibi görünür, saydamdır, tökezler bazen Kumraldır, dağınıktır, dağıtır bazen Kuraktır, yalandır, yalındır bazen Soğuktur, talandır, karındır bazen! Hiç gitmeyecekmiş gibi gelse de, gidendir bazen. Körü körüne tutuklanmış silüetleri vardır akşamların Ne diyorum ben! Seviyorum seni Bu yüzden bu kafa karışıklıkları Bu yüzden kafamdan atmaya çalışıp seni Bunları düşünmem Seni sevmem bu yüzden, işte hep bunlar yüzünden, Senin suçun. Ellerini aldım ellerime Kapansın avcun, yüreğime! Seviyorum seni Bu cümle mesela, şiirlerde kullanıldığı kadar kullanılsaydı İnsanların dudaklarında Şairlere gerek kalmayacaktı Aşk, ayrılıklara şaşkınlıkla bakakalmayacaktı! Seviyorum seni sevgilim Duy beni! Bedenlerin ahkam kesişleri var aslında Geceleri uyurken Bazıları sıcaktan uzaklaşır, kış gecesi Bazıları soğuktan kucaklaşır, Çıkarcı bezirganları vardır yatakların Bir de toparlanma kaygıları Ve bilindik ezgileri vardır ellerin; Ortam sıcaklığına ayak uyduran sürüngenlerin Doğurgan imgeleriyle bütünleştiriyorum seni Sakinim! tamam! Saki şarabı sevgiden ver bu gece Ellerin ezgileri vardır, bilindik Mesela bir kadının elleri la gibi kokabilir Sesini çekerken insan burnuna ellerinin Kırmızıyı görebilir o ellerde Nefesi bir akşam güneşi kadar taze gelebilir Duymayı bilen kulaklara Ezgileri vardır ellerin Duymasını bilenlere… Mesela kadının yanında yatıyor yüzüstü hiç gitmeyecekmiş gibi gelse de Gidendir bazen. Mutluluk! Kuyruğundan tuttuk… Baki kalan, elleri de değildir Bilekleri de; Yürekleri de değildir boşver şimdi Şair kafiyeyi tutturmasın ne çıkar Kadınların kadınlıklarıdır baki kalan Erkeklerin kadınlıkları Çocukların Kedilerin Seslerin Kadınlıklarıdır Bir kadın kadar içten ağladıklarında! |