İsimsiz
insan tonlarıyla sürüngen bir kaldırım ezgisi-bir şehir,
neresinden bakılırsa bakılsın iç-bükey, gri bir nehir… — soğuk dışsal anılar, soba sıcaklığı, balkon, çamaşır ipi mahalle komşuculuğundan mütevellit komşu kızı mastürbasyonları bodrum katı sindirilmişlikleri, en üst kat yorgunlukları nem kokusu, ince duvarlarla bölünen gece uykusu ramazan davulcusu, gülümseyişler, ağlayışlar, falan filan kaygısı aralarda bir yerde kendine yer bulmuş bir kedi miyavı arabaların girmeye yer bulamadığı bir akşamüstü sıkıntısı pencere kenarlarında birbiriyle yarışan çiçeklerin renkleri güvercin beslenecek teraslar, insan beslenecek pazar alışverişi tombul teyzelerin çamaşırları, ergenliklerinde memeleri gibi; tek tek serişi uzak bir diyarın özlemiyle başlayan sınav öflemeleri perde aralarından tanıdık olmayan simaların dedikodusu yegane derdi at yarışı olan amcaların kahvehane muhabbetleri bir iç kentten, bir iç kente, içbükey, gri bir nehir — her şehir gibi bu şehir… fotoğraf-sena tan |