Zamanla Tüm Yaralar Kapanırda Aşk Yarası Asla
Görüyorum ki senden öncesi
sonrası da yalnızlıkmış bana biliyorum çok acılar çektim çekeceğim de var daha daha da acı vuracak bu yalnızlık beni duvarlara gün düşmeyen karanlıklara unutma ki zamanla kapanırmış tüm yaralar mendil ucuna işlenmiş göz yaşlarıyla sana göz yaşım demiştim vallah kapanmadı bu bende ki yara o son gücümün yettiğince attığım çığlıkla tut ,tut dediğim ellerimi unutma dağların ardında kalır gök yüzüm dökülür pranga diz bağlarıma hep bir sonra ki semaya ipoteklenir bir rüya ve göz yaşlarım kalır ertelenir yaşam başımı nerelerde unutsam nerelerde senli düşe düşürsem alyuvarlarımda yitik mavi ve baş dönmelerim kalır ölür sonra yıldızlarım yerde ay solgundur tende ve yaşamak buysa senin sevdan adına ya düşürüyorsan beni bu sahura yıllanmalıyım mahzeninde tasındaki şaraba bir bakıra yeşil vermeliyim yeşilse ömür sanırsın kader bunun adı yalan ,yalan dersin sonra takılıp tökezlemektir bunun adı sevda,sevda anamın bağladığı yaram ilacı ah anam ilacı fayda etmez vallah bu yarama çetelesi tutulmaz bu yaranın hesabı silinmez dahası yakama dikilmiş gök bezi toptan sillesini vurur kan uyur,su uyur uyumaz billah bu aşk yarası omuzlarıma binmişte fincancı devesi kambur,kambur üstüne gelir aşk çilesi bir damla su bir damla kan değil mi gelişimin çetelesi insanlığımın menvşesi hani nerde sevdam nerede neyse söyleme kederler üreten hey gidi gülfem şimdi asi bir yazgı soytarılığı bana düşürdüğün göz yaşım ah bana geçit vermeyen vaha boynumu uzattığımda sana hasret vurmadın boynumu sabaha zamansız sütten kesilen çocukluk halim ağlayıp sızlamalı gözleri buharlı ve bağrında çam ,kayın gölgeli yalnızlık tavanına yüz,yüze durmuş yer gök pençesini geçirip göğüs tahtama yırtacak bulutları kirpik ,kirpik ayrılık mum üşüyecek can üşüyecek toprak,toprak ve bir martı havalanacak maviye bir balık ıslanacak dökülecek yıldızlarım bilirim ki kellem vurulup gezinecek izlerini yerde ve hatta gün ölecek hançerinden de öte gölgemden kan dökülecek olur da sevdam bu acılardan sonra ararsan beni papatyam demiştim papatyadan kan çiçeklerinden gelinciklerden sor beni bilirim ki dillenirim sana başkasına dilim lalda olsa dillenirim kelebeklerime dokunma onlar göz yaşım renklerse yüreğim ve gökkuşağım göz yaşım sonrası açılan papatya kapım sana yaşamak mı bana sorma cehennem neydi anam içimde ölmüş al yuvarlar ne boylu boyunca ölmüş bir orman çürümüş insan terekesinde hançer terekesinde top tüfek ve mavzer yürek yamacıma durmuş da yar tetik keser ve üşürüm lapa,lapa kan dökünürüm üşürüm anne üşürüm gel ,gel de ört üzerimi yarin öldürdüğü top tüfeğin kaldırdığı ölü toprağıyla ört ana ört üzerimi ağlama..! |
yüreğinize sağlık....
hilal.