Zam/an
“Zam”sız “an” bize, sonsuz sermaye,
Doğru harcanırsa, yerli yerince. Günler, aylar, yıllar, olmadan gaye, Sadece bir an’ı, bilsek derince. Rakamı unutsak, sayı saymasak, An’ı düğün etsek, gülüp oynasak, Sevgiyle tümleşip, aşkla kaynasak, Kışlar ılık geçer, yazlar serince. Anları anlayan, çaresiz kalmaz, İnsan, kötülüğü içine almaz, Kaygıdan, kederden, hiç eser kalmaz, Ömür güzelleşir, an’ı sevince. An’a kurulunca, saatler durur, Kalbin bir atışı, bin darbe vurur, Bu şuur sahibi, tarihler bulur, Zaman tünelini, aşkla delince, Zaman dediğimiz anla örülür, Evvel ile ahir, anda görünür, Mesafeler kalkar, anla yürünür, Arştan nefes alıp, arşa verince. Gözetmek isteyen iki cihanı, Kavraması gerek illa ki an’ı, Can gayrete düşer, bulur nihanı, Anda dolanarak, ana erince. Andan ana doğru, akın var akın, Anı görmek için, insana bakın, Bir yer var orada, buradan yakın, Yaralı gönlüme, bir an gelince. 31.12.2011…Mustafa Yaralı |
Kavraması gerek illa ki an’ı,
Can gayrete düşer, bulur nihanı,
Anda dolanarak, ana erince.
Andan ana doğru, akın var akın,
Anı görmek için, insana bakın,
Bir yer var orada, buradan yakın,
Yaralı gönlüme, bir an gelince.
yine güzeldi dizeleriniz saygı duydum