iki yeni bir eski/şiir olmaksancılar düşeyazarken gece yarısına şafağı uyandırmadan bir doz tümce çekilir güncenin dipnot şakağına düşünürsün sonra vicdan ısısında sevgiye secde/iyi gelecektir gönül ağrısına işte o ân hayatın kısa kolunda kapıyı tıklatır vuslat aşk dolar odaya destanlar ışık sürer ruhlara naif sözcükler akar dimağa ve hep birlikte dualar çalınır sönmüş yıldızlar ayasına şehir,beyazlarla girer yeniyıl rüyasına gidenin ardından... istim üstünde telaşı yalnızlığın avuçlarına bırakıyor vakitler ritüelin; sıra savmak mıydı adı terk etmek mi yoksa gitmek mi yeni sevgiliye merhaba demeden kayıp mısralarını arayan şiirlere benzerdi bir önceki boşuna çalardı kapısını arşivsiz hafızanın o da yeniydi aslında ! çam değil çınar ağacında intihar ilmeklerini süsleyecek genç asrın dallarında henüz yirmibir yaşında ama tam oniki’den vurmak üzre cübbesini giyiyordu zaman temyizi merdivensiz kararlar düşüyordu umarsız ilânından cinsiyeti belirsiz dokusu yırtık renksiz ve kokusuz gece; öpüşürken akrep ve yelkovan teamülden kaçamıyordu o ân sessizlik imgesinde deli ışıklardı sırtında patlayan usulca terk ederken gerçeği faili iniyordu hüzün tabelasından dünya kadar umudun eylemiydi bu adı cinayet olmayan sevgilim.! hızla geçip giden yılın kalıcı edimiydi gözlerin hiç unutulmayan... |