Artakalan ŞiirŞiirin hikayesini görmek için tıklayın güzel ruhlu dostuma...
bir şiirin nasıl doğduğunu bilirmisiniz! kalem akrep gibi ısırdığında parmakları ve zehrini kustuğunda müsvettelere kızgın çelik bakışlarla ölüm dirilir her mısrada karalar bağlar tek tek sesli harfler anlatamaz neler yaşadığını ben nasıl anlatayım nasıl doğduğumu! söz yağmuru ki aldanıyorsun duymuyorsun çıkıp gidiyorsun kızıl eylül gecelerinde kınından sıyrılır gibi uykuya vardığın yere rüyalarında dolunay doğduğunda yedi renge bürünür ortak arzular seni yâr bilen senin yâr bildiğin söz dehlizinde uğultulu yalnızlığa gebe dinliyor kayalar arasından süzülen kafiye kafiye suların konuşmasını ses çoğaldıkça çoğalıyor giz çok rüzgârlara şahit çok nehir gören tepeye inkârı olan ay hicazdan gelen sesi dinliyor kelimelerin ruhuyla üstüne serpilir güllerin zaman döndükçe damıtılan şiirleri dolaysız süsler kuşku kafiyesi zaten kesemez ki kanını gizlice devşirilen artakalandır boşalan damarların öyleyse vakti geldi kasılan parmaklarımın inciler diz(s)e gülün üstüne hayal dökülür gönlümüzden söz sınandı acıklı dönecektir kum saati müntehir sakladığım çiçekler bir şiirin terkesine oturacaktır kaybettiğim denizin enkazında sahibini bulacaktır. |