3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1829
Okunma
Kalbinde zikir, dökülürdü dilinden duaları
Hep gözleri bekliyordu mahzunca kapıları
Her kapı açıldığında bir misafir bekliyordu
İnşallah cennet kokularını alasınız diyordu
Her ezan okunuşunda fırtınalar koparıyordu
Feryat ederek, namazı kılın diye uyarıyordu
Gece gündüz dilinden hiç düşmüyordu zikir
Her gelene vaaz ederdi, sanki olmuştu zakir
Pırıl, pırıl yüzünden herkese nur saçıyordu
Azanlara, nasihatler ederek yavaşlatıyordu
Bir meşale gibi zikirleri arşa yükseliyorken
Kabir azabı, Allah korkusu diyerek ağlıyordu.
Gözleri ışıldıyordu her kapısından girişimde
‘’İyiki geldin oğlum, otur dizlerimin önünde’’
Saatlerce otursam da hiç bana doyamıyordu
Annem işim var desem, yine de koymuyordu.
On ikinci ayın on üçüncü günü yıl ikibin onbir
Son ikindi namazını da kılmıştı, dilinde tekbir
Üç kez yüzünü yıkadı sanki hazırlık yapıyordu
Vakit gelmiş gözleri akıyor dizleri çözülüyordu
Yoğun bakım kapısı, yüreğimizi koparıyordu
İçerimde çığlıklarım, boğazımı tıkandırıyordu
Sanki gök kubbe çökmüş kapıları kapatıyordu
Bir akşamüzeri, ışık veren güneşimiz batıyordu
Mezarına indirdim, annemi kendi kollarımda
Ah keşke sarılarak kalsaydım onun arkasında
Ne olur beraber dökselerdi üzerime toprakları
Beni menziline götürümüydü anamın kucakları
Mustafa CEYHUN
5.0
100% (2)