RAYLARIN SESİİlerliyor trenimiz Fıratın sahillerinden Kayaların arasından, haşin vadilerinden Burası Kemah’ın İliç’in sarp kayalıkları Fırtınalar koparırken geçiyor sarp aralıkları Vadilerin duvarlarını yırtarak süzülüyor Takırtılar arasından bir ses yükseliyor Hepsi senin değil, Hepsi senin değil Hepsi senin değil, Bir sitem, bir ima yükseliyor gökyüzüne Ruhumu menzilden menzile aktarıyorken Bırak dedim bırakamadın Bırak dedim bırakamadın Bırak dedim bırakamadın Bir patırtı kopar vadiden hızla inerken Yeniden İkaz edercesine naralar atarken Bırakmadın, Bırakamadın, Bırakamadın Düz ovaya çıkıyor sesi soluğu kesilerek Yine bir yokuş ardından bitkin düşerek Bir pencereden gözlerin dalar ufuklara Dolaşırsın sahilinde dalgın ve yorgun Yine bir nida duyulur beraber süzülerek Nereye kadar, nereye kadar Nereye kadar, nereye kadar Diyerek, raylarında uzanırken Sana da bir mahmurluk çöker Tekrar kollarında uyanırken Mustafa CEYHUN |