Nerde bulayım
Bilen varsa dostlar, lütfen söylesin,
Bir kâmil mürşidi, nerde bulayım? Allah’ın aşkına gönlüm eğlesin, Çareyse çaresiz, derde bulayım. Rütbesi nişanı, izi ne ola? Alır mı ki bizi, müstakim yola, Her nerede nasıl vermişse mola, Hangi yönde, hangi yerde bulayım? Onu işarete, yetse de “bisim” İçinde saklanmış, o tek bir isim, Kalmasın arada, suretle cisim, Revamı? Arada, perde bulayım. Akıl almayacak farklı cihetle, Korkutur mu acep, beni diyetle Halis, muhlis, safi, kalbi niyetle Belası olmayan, şerde bulayım. Hayretten hayrete, dursuz duraksız, Bir ilim öğrete, karasız aksız, Ledün deryasında, harfsiz varaksız Sayısız rakamsız, her de bulayım Kemiğimde, iliğimde, kanımda, Bedenimde, yüreğimde, canımda Ey Allah’ım her bir, lahza yanımda, İradenle izin, ver de bulayım Her azamdan, yaralıya ses gele, Mansur’ca sedalar, gitmesin yele, Ya Rabbi reddetme, yeter ki dile, Gözümde, gönlümde, ser’de bulayım 11.12.2011…Mustafa Yaralı |
Önce Zaravi Gönül Dostumuzun yazdıklarının (anti parantez) altına imzamı atayım, sonra da;
Çıktım Erik Dalına, babından bir iki şey de ben yazayım,
“Bana Suâl sorma, Cevâp müşküldür Hocam!” Dizelerini de hatırladım arada,
Her gün, bizim hep çalışmadığımız yerden soruyorsunuz,
İnsanlar kendi köylerinden Nebî çıkacağına inanmazlarmış,
Eşim de; “Ben Dedemin bir Velî olduğunu 60 sene sonra öğrendim” dedi Şiirinizi okuduğumda,
Bu Şiiri ben yazsaydım; Dörtlüklerin son Mısralarını “ Evreka" "Evreka” diye bitirirdim.
“Her ne kadar sürç-ü Lisân ettik ise af’ola…” Bu da Karagöz Terânelerinden…
Selâm ve Muhabbetlerimle… {AH}met{RE}fik{TA}vşanlı{HÛ}