BEYAZ MISRALARGün kırılıyor yine kevenlerin öksüz kollarında Adsız nehirlerin cürümkar kıyılarında kadife kadife… Susturdum inkârlarımın idam sehpasında ki sesini Yüreğimde ki sevdaya saydım bütün ağıtlarımı, kahırlarımı, mecmahlarımı Sahife sahife artık anlatamam ki bu uslanmaz arsız kendimi… Öldür beni yüreğinde, otuz üçünden sonra artık sevemem ki seni. Görmek, bilmek, seni tanımaktır bende ki o aziz duygu Yıkılmak gibidir, sanmak mı yoksa dem tutan duvarlar arasında Hangi dervişe sorarsan sor, sevginin bir ifadesi yok derler Hangi taşa başını vurursan vur ölmek gibidir onsuzluk bir yerlerde Tadım tuzum kalmadı bu yaştan sonra, öldürdüm seni yüreğimde Eskisi gibi değilim, kafile kafile gelemem ki gözlerine… Gün inceliyor yine kevenlerin dalları arasında yavaşça Bir kılıç kesiği acıtsa da canımı neye yarar artık, nafile nafile… Gecenin bir yarısı, canımın ilk yongası, ömrümün kanla dansı Sisli mektupların satırlarında tenha ve yağmurlu bir sevdamsın Fenerlerden firar eden ışıklar yüzüme damlarken yumruk gibi Uğruna bir avuç çamura benzemek ti kimi zaman? Biliyor musun? Öldür beni yüreğinde, otuz kaçından sonra delire delire mi yaşasam… TİMUR İNCE |