0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
887
Okunma
Eski bir hikayenin paragraflarında dolanarak okuyurum seni
Hiçbir kelimeyi atlamadan hece hece satırları yutarcasına
Tümcesi bozuk bütün şiveleri cilalayıp parlatarak
Sonra verip veriştiriyorum Allah ne verdiyse
Geçmiş “miş-muş” ekiyle değil
geleceğe dair yeni satırları türeterek tadıyorum sensizliğini…
kenarı büzülmüş sayfalarda larci mürekebbe boyandım uğruna
failatun, mefa-il’u diye aruz veznine esir ettiğim kelimelerle
birinci tekil sahısla çağırdığım adına dair yalnızlıklarda
zaten öznesi sonda yüklemi başında bir cümle olarak kaldın hep
dilimde ünsüz bütün harfleri katlediyorum artık
yorgun gülüşlerini beynime kopyalıyorum birde densizliğini…
yokluğunun dörtlüklerinde başı boş birer sarhoş imlaların
“seni seviyorum”u düzgün yazamadığım her sefer gibi
fiilsiz, zamirsiz sonu mastar kip’yle biten noksan sevdan
Ve eğik yazılmış bir el yazının duruşuna dönderdin varlığımı
Hiçbir özel isim senin yerini alamaz artık, hiçbir zarf’ta
bırak konuşma çizgilerinde kalsın her sitemim,
her söylediğim ve de her bildiğim…
Böyle bir kompozisyonun tercümesinde bulmuştum sıcaklığını
Giriş, gelişme, sonuç bölümlerinin itimat etmediği
Büyük harfle başlamaktı “sensizlik”dediğim her yer
İşte tam burada tırnak içine alıyorum bütün yaşanmışları, hayyasızları
Zamansız yazılan bir şiirden ne farkımız vardı?
Hangi vakit bir başlığımız oldu ki, şimdi noktamız da olsun.
Ama ünlemle bitiriyorum tam burada gözlerini
tam burada... (!)
TİMUR İNCE
5.0
100% (2)