1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1291
Okunma
Nefesim kesildi karanlık diplerinde
Aynalarda hiç tanımadığım bir ben görmüştüm
Kalbime kaç kez hükmetmek istedim,
Kaç kez militan ruhuma seni hedef gösterip,
Sırf seni düşünmeyeyim diye kaç kez işkencelerden geçtim.
Olmadı bir türlü, olmadı işte!
Yüreğimin gerçeğiyle yüzleşmek istediğim her sefer
Hayalinin sonsuz platolarında soluk soluğa adımlayıp gittim…
Gittim, kayıp bir kenttin ay ışığının düşmediği sokağına dek
Yokluğuna gebe tüm şiirlerimi orada yakıp kül ettim SEN diye
Beyaz lor peynir sofralarında boğazımı düğümleyen her lokmada
Sanki tütün basmıştım bütün yaralarıma katmer katmer
Bir adım yakınına düşmek için sararmış bir yaprak olmaya razıyken
Çok uzak pencerelerden yönümü sana çevirip bakıp bakım gittim…
Yangınların serseri kıvılcımları düşerdi gözlerimin ortasına
Bir baharın bütün yağmurları yağdığı halde söndüremezdi
Küçük düştüğümü sanırdım her damlada
Boğolu aşkların yarına çıkmaya garantisi olmadığı gibi
Mezatlara düşen her parçamı toplamaya fırsatım kalmamıştı
Benim hikâyem de senin ılık bakışlarında başladı
Bir sevda deyip gençliğimi uğruna satarak çektim gittim…
Belki yarınla güneş ışıkların sonbaharımı ziyarete gelir
Bir öylesin, bir böyle hiç belli mi olur
Keskin kenarlı yolların ters bakısından sabaha karşı,
Mahcup bir gülüşümü gönderiyorum usulca.
Senin yaşadığın lanet olası şehrin uyumamış mahallesine
Saksıda kurumuş mor sardunyaların akıbeti gibi
Hayatımı elimden alıp, yok ettiğin, savurduğun o gün
Aklımı gözlerine zincirleyip kilidi taktım gittim…
(bazen ardına hiç bakmadan her şeyi yerli yerinde bırakıp gitmekte bir onurdur…)
TİMUR İNCE
5.0
100% (2)