Yağmurlarda Serpileyim YurdunaYüreğimizin karanlık sokaklarına Ölü ozanlar ses verirken Avuçlarımızda semazenler semaha çekilir Aşk Gökyüzünden ağlarken yeryüzüne Sırtımıza yüklenen eğri odunlar Belimizde düzelir Vaktin zamana acımasızlığı Soluksuz ensemizde konaklar Kızıl güneş yakar yeryüzünü Nehirler kan akar Masum bir çocuk sepette bırakılır sulara Çocuksu uzantılar arasında uzatır elini ateşlere Büyür çocuk İsyankâr ruhlarımıza elindeki asasıyla kafa tutar Yaşam döngüsü içerisinde Ayaklarımız daima yalnızlığa yürür Ve Kölelik ruhumuzun azalarında büyür İsmail insanlık adına hazırlanırken ölüme Yakup’un sırrı çözemediğimiz bedenimizde saklanır Kurtlar kaplar her uzvumuzu Sabır deryasında Topuklar altından fışkıran sular temizler Tüm günahlarımızı Gönül dergâhında Sabrına muhtaç olduğumuz salınır kör kuyulara Aşk adına avunur avuçlarımızda Züleyha Gözlerinden kan damlatır yeryüzüne Bilesin ki beklemek Öteden beridir farzdır ruhumuza Kervan konaklamaz ey sevgili Yürür senelerce Kum taneleri ayaklarımızın altında ezilir Günahkâr ellerimizde Diri diri kız çocukları gömülür Arz’dan bir süvari gelir yeryüzüne Çile dergâhında sanki asırlarca konaklar Gözyaşlarımız uğruna sel olur Son peygamber son kılavuzdur bu Karanlık gecelerimizde çekilir miraca Ey sevgili Bilesin ki ağlamayı unutmuş gözlerimizde Sonsuzluğumuza yol olur Açılan avuçlarımıza rahmetinden bereket olur Gönül dergâhımıza nurdan ışık Yoluna baş koyduğum Söyle şimdi Hangi çile hanelerde konaklayım Hangi dergâhlarda uzatayım başımı kör bıçaklara Yüreğime bir ses ver Yağmurlar gibi serpileyim yurduna |
Baki Selamlar gönderiyorum....