EL ELE VERMELİYİZ
İnsanlığa faydalı, güzel işler dururken
Geçirme sen ömrünü, onca dedi/koduyla. Çek euzü, besmele, bir şey yerken, içerken Rahman ve Rahim olan, başla Allah adıyla. İyi düşün karar ver, yaratıldın sen niçin? Güzel hasletle beslen, bir olsun dışın, için Cürûfunu atarak, rûhu pişirmek için Yanmamız gerekmez mi, Allah aşkı, oduyla? Gençlerin ne işi var, daha çocukken dağda Olması gerekirken, okulda, bahçede, bağda Terörden, kandan uzak, bu dünyada, ukbâda(1) Yaşamamız gerekir, her dem ağız tadıyla. Dünden beri kural bu, hayat böylece yürür O’ndan gizli bir şey yok, ne yapsanız O görür Yeis nesine gerek, yaşamaya yön verir(2) Gençler ümitleriyle, yaşlılarsa yâdıyla. Kötüyü kötü bilip, dâima yermeliyiz Malı, mülkü ne varsa, yoluna sermeliyiz Tüm kurum, kuruluşla, el ele vermeliyiz Ulemâ, ümera’yla… Mahkemede kadıyla…(3) 17/11/’11 Hanifi KARA (1) Ukbâ: Ahiret, öbür dünya (2) Yeis: Ümitsizlik, ümit kesme (3) Ulemâ: Âlimler, ilim adamları Ümerâ: Devlet adamaları, yöneticiler Kadı: Hüküm veren, hukuk adamı, hâkim... |
Saygılar...