Muaccel
Yüreğimin sesiyle yürüdüm çoğu zaman, yanıldım…
O’da yanıltabiliyormuş öğrendim. Daha derinlerde, yürek sesinden de öteler de, hiç duymadığım kendi sesimi dinlemeyi öğreniyorum şimdi. Harmanlanmış bir benlik bu. Akıl, ruh, yürek üçgeninde öğütülmüş… yıkıla yıkıla var olmayı öğrenmiş bir benlik. Şimdi yalnızca yüreğimle yürümenin büyük bir yanılgı olduğunu daha iyi fark ettim. Yürek böylesi kurtlar sofrasında çok çıplak, yenilmek için hazır lokma… Bazen sağır olmayı, bazen kör… Yalnızca çağın gerektirdiği gibi. Bazen tunç olmayı bazen kor Gerektiği gibi. Düşüncenin derin okyanusunda boğularak yeniden doğmayı… Yeni bir varlığı tanıtmayı kendi akıl havuzuma… Gerektiği gibi. ... ... Yüreğimle yürümemek, duygusuzca kendi akıl benliğimle. Duygusuzluğun tadını alarak ve burnumda acısını hissederek… Çarklara ve savaşlara karşı. Bazen insan bazen hayvan gibi. Bazen orman kanunlarıyla… … … Çok sustum… Hep sustum… Büyümesini bekledim zamanın, kendi iç yolculuğuna açılan penceresinde. Çok yol kat ettim. Çok mücadele… Muacceldi ellerime dokunan zamanın gözyaşları. Kirliydi, kokusu kan kokusuydu. Bileklerinden yağmur boşalıyordu bulutların saçlarımı kızıla boyayarak. Yağmur öncesi sessizlikte boğuldum çoğu zaman ama gök gürültüsü ruhumu uyandırıyordu kıştan bahara yol alıyordu morarmış ayaklarım. Kardelenler açıyordu ayaklarımda. Sarı beyaz bir sıcak… Şimdi tanıdıkça var olmayı. Şimdi düştükçe kolay kalkmayı öğreniyorum. Şimdi insanların ne kadar yapay olduğunu, acımasız ve gözlerine dahi yalanı öğrettiğini. Şimdi inanmamayı ve yalnızlığı… ... ... Tekil yalnızlık çoğul kalabalıktan daha dostane ve dürüstmüş |
Şimdi düştükçe kolay kalkmayı öğreniyorum.
Şimdi insanların ne kadar yapay olduğunu, acımasız ve gözlerine dahi yalanı öğrettiğini.
Şimdi inanmamayı ve yalnızlığı…
...
...
Tekil yalnızlık çoğul kalabalıktan daha dostane ve dürüstmüş
Tebrik ediyorum. Çok güzel bir şiirdi.
Saygı ve selamlarımla.