Mıknatıs
Mızmız, yaşlı, asık suratlı kadınlar gibisin, hiç bir şey gibi...
yokmuşsun gibi dönüyorum yüzümü. yine susmuyorsun! yüzümü alev gibi yakıyorsun. kaynar suya daldırırcasına acıtıyorsun kalbimi, çekil git kalabalık sesini alarak... senin derdin gülümseyen gözlerimle ne zaman gülümsesem içine düştüğün çıkmaz sokaklar gibi yakalarsın nefesimden. yine, önce çelişkilerle boğulup, bana patlıyor sesin. sinsice akıyorsun... ta damarlarıma kadar, sonra cımbızla kökünden kopartıyorsun damarlarımı... kendi kalbimi toparlıyorum sağdan soldan ayaklarım bana koşuyor, ellerim saçlarıma tutunuyor, bir mıknatıs gibi... kalbimdeki o büyük güce koşuyor bedenim... ya da her ölümle başka bir dirilişe şahit oluyor ruhum. Hissedemiyorum kulaklarımda Beethovan yankılanırken ve bir uçurtma gibi kalbimin ipleri bağlıyken bedenime Ben çok Uzaklarda Ayaklarım karada başım bulutlarda |