kahrolası romantizm...gün doğumuna bakıp boyun bükmek, ve nedensiz ağlamaktı... bir mendilin ardındaki kirli çocuk ellerine sarılıp, öpme isteğiydi af dileyerek... kalemin içine girip kelime kelime dökülmek, kağıtların tükendiği zamanı hayal edip ürkmekti... yağmurda gönüllü ıslanmaya aday adım adım adını mırıldanıp seni hecelemek gecenin kendini sabahın kollarına terk ettiği anlarda, çıplak ayakla asfaltın soğukluğunu hissetmeye çalışmak... nedensiz sevmelerin üç günlük platonik kafesine, kilitlenip dostlara kapris yapmaktı... romantizm,...gerçek aşk sınırında dipsiz kuyu karın doyurmadı gün gün aç canavar gibi beni tüketti. dolaşma isteği uçurum koylarında, mutlu anlarda bile ölümü düşünmekti... peh...bütün bunlar kahrolası romatizmdi.... |
Hepsi de iç içe açıklanmış.
Bir solukta okuduğum, derin bir şiirdi.
Tebrikler...