bilinmeyen bir zaman bilinmez mekan bir sorgucu cevaplar aradı bulunmayan mozaiklerde
ertelenmiş kayıplardan söz etti dedim; geleceğe ertelenebilir mi kayıplar kaybedeceğinden nasıl emin olur insan bana çamura bulanmamış nehirler getirebilir misin
acınılası bir söz yumağı döküldü dilinden dili pas tutmuştu sır ertesi mesafelerde kaybetmek dediysen orada dur ben zavallı değilim
bulmak için aramam çürük yaraları onarmak için beklerim veremli ağrıları kayıplar aramayı gerektirir yalpaladığında ararken anlaşılır kayıpların kayıp olduğu ben O’na sığınırım / bana bahşettiği duaya
beklemek mi zor, susarken inşa etmek mi sesleri bekleniyor olmak mı yahut; yankı boşluklarında yoruldum anlamaktan aynaları, pusunu yırt yüzümün!
II
-ateş çemberine doğruldu vefa
o dedi bağlılık ’bitmeyen bir senfonidir’ bıkmadan dinlemek gerekir
ne biliyorsun yaşamak adına yüzünü saklamak mı günahlardan sevapların hatrına yaslanmak mı bilmediğin / günahsız yanlarına yalanlamak mı us’suz aklını
endişem yanıyor derinimde / ayetlerimi kaybettim hüzünlü yağmurları içselleştirdim adınla her gün batımında ekimlerime verdim düşman suretli acıları
ey huzur hangi şarkının nakaratındasın hafızama yenildim ritmini tutturamıyorum
toprağın kalbine sığın bulutları kaldırsın umut ilahi bir aşkla
III
-ateş çemberine hapsoldu sefa
o dedi sabır umudun annesidir ’tırtılın kelebek olma beklentisi’
ateşe değse kanatları çocuklar düşer rahminden külüne su serpmesinler diye tuz akıtır göğsünden
ölmek istedim kalbimi yakaladığım yerden boğmak istedim umudu
çıkar göğsümün şavkını düştüğü balçık denizinden
gidemediğim şehirler kovuklarda sırıtıyor pişmanlıklar çukurlarından sıyrılıp sokuluyor yılan gibi ruhuma anlıyorum yollar yalnızca haritalarda yakın ve dağlar uzak hayal kurarken fotoğraflarda
güya öldük yaşarken taş kesiği egolarımızla göğsünü söktük rüzgarın ay ışığının saflığında çamurlaşmış ellerimizle ağladık sonra
IV
-ateş çemberine uyandı rüya
dedi; O’na yürü affedilmek için kendin olduğunda dön, ben beklerim
daha bu gece gördüm hu çeken dervişleri tespih taneleri gibiydi gözyaşları mırıldanırken ellerinden yükselen aminleri ruhuma sürmek istedim
ağladı bir adam, oku dedi uzun bir şiirdi, sesi vardı üstelik içinde adım geçiyordu
rüyaları sevdim en çok, bir de kuşları en çok da hatırlamamayı; elimdeki sapanı
dedi; dişlerini geçir gökkuşağına keşfedilmemiş o rengi getir acı her renkte büyütür insanı üvey acılar yetiştir, bu bir kabus değil
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ertelenmiş Kayıplar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ertelenmiş Kayıplar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ertelenmiş kayıplardan söz etti dedim; geleceğe ertelenebilir mi kayıplar kaybedeceğinden nasıl emin olur insan bana çamura bulanmamış nehirler getirebilir misin
ey huzur hangi şarkının nakaratındasın hafızama yenildim ritmini tutturamıyorum
toprağın kalbine sığın bulutları kaldırsın umut ilahi bir aşkla
merhaba güzel dostum tebrikler baştan sona şiirdi gecede ayışığı gibi şafaklarda güneş denizlerin üstü-nde bir yelkenliydi şiirin sularında aşkla kal usta yüreğin üşümesin böylesi havalarda
TEBRİKLER
DİLERİM YAŞADIĞIN DOĞDUĞUN ŞEHİR VE ADIM ATIĞIN HERYER NEŞE VE HUZUR DOLAR
SELAM SAYGI VE DUA İLE
A.E.O