Gece Sayıklamaları / Cinnet...Bir cinnet eşiğinde kaldı cümle alemin bakışları. Ellerimden ötesi yalan dediğim diyarlarda, Adımın adımıma denk geldiği akşamlarda yazdım Deliliğimin ince kinayeler saklayan notlarını… En kötü zamanında mevsimin, Pis bir gökyüzüne hapsolmuş yalnızlığı yağdırdım gün görmemiş bulutlara. Şimdi anlamsızlaştırılan saçma sapan aşkların Bilinmez denklemlerini denkleştiriyorum alnıma yapıştırılan yaftaya. Sokaklar İhtiyar köpekler Meczup hikâye adamları Ve evinde dayak yiyen kadınların yoksunluğuyla yoğuruyorum başkaldırımı. Susuyorum. Aslında istemsiz dökülen sözcükler gibi patavatsız olabilirim hayatınızda. Düşünmeden ve irdelemeden yaşarken En büyük gösterimi yapabilirim kalan akıl kırıntısının uçurumunda Geri zekâlıların bile anlayabileceği kadar basit bir hikâye yazabilirim Çırılçıplak kalabilirim en suskun zamanında Ölebilirim tanrının avuçlarında Çıkabilirim kerevitlerine o unutulmak bilmeyen masalların sonunda Yeniden doğabilirim Ve yaşlanabilirim bir kulübenin sallanan koltuğunda. Zihnimin oynadığı bu isimsiz oyunda Sen Ben Diğerleri Hep bir adım önde olanlar ve arkada kalanlar Şanslılar ve tanrının gölgesinde kalanlar Üzgünüm; Benim ezber yeteneğim yok artık Hayatımın ortasında ruhumu ikmale bıraktılar… Bir bir intihar edecek aklımın kıyısında kalan hatıralar. Bu sonbahar fena Bu sonbahar yıkım Bu sonbahar afet Ne de olsa tüm tanrılar gözden çıkardılar. Eşkıya bir anlatım zihnimizde kalan, Şehvetli Şefkatli Izdıraplı Hastalıklı bir düşünce beynime hapsolan… Köşe başında biriktirilen çöpler gibi; Gelip karnımı deşeleyecek aç sokak kedilerini bekliyorum. Ekim’2011 Aydın… |