nasıl acı geliyor sorma ’’sen bir ömre bedelsin’’ ler şimdi kanırtarak geriliyor yüzümde halatlar bir çıngı gibi çiziyor suretimi Kıbrıs gibi bölük pörçük bıraktığın berdel eştikçe derinlerimi uzun kelimelerle ganimet arar gibi dökülüyor yanaklarıma incecik elifler hiç yanıltmadın beni, parlak gül hiç dudaklarım pörsüse de kuru erguvanlar gibi kirlenmiyor kızıl örtüleri, eskimiyor yaması sesinin minelerimde koyu gri rüzgârlar pervazlıydı daha dündü sanki şikayet hakkı bir buseye ipotekli yediverendin ve öylesin hâlâ da rahat ol b i r i n i öldürmek seni suçlu yapmaz ki!
kendini harflere saklayan bir sahafın bekleyişine alıştım sadece kapanmış defterler tükenmiş midir bakıyorsun yağmur dinecek gibi de daha okunacak o kadar çok yer var! körmüş aşkın gözleri! ne afili sözmüş! bağdaş kurmuş içime bir garip lisan! karanlığı mesken tutan garipler gibi ağlamadan anlaşılmıyor ki! söylediği!
ne zamandır yüzünü yıkamıyorsun kim bilir? beyaza düşen siyah gibi dağılıyor, kirleniyor çehrem sana kuşbeyazı çiçekler yollardım imgelerle bezeli krizantem duakların yok artık, selvili tepelerden adam şairse, yakışanı değil sevdiğini yakıştırmaz mı şiire şimdi bilmem ki; Süveyda sana ne demeli...
sürrealist dokunuşlarla çiziyorum üzerini boğuyorum sözümona marmara gibi lehçeden hayli fakir, unuttu kabul etmez oldu artık tuvaller yüzünü aynaların sırrı konuşmuyor eski Süveyda gibi içimde efelendikçe zeybeğe asılmış ege ezgileri umursamıyor a r t ı k yüzüm hınç alır vaziyet, iklim değişikliği gibi vurmana arada bulutlu gözler senin eserin değil mi sena_i afet yüzünü hiç görmediğin o kadar çok kalabalığın var ki! ıslak yastıklar hariç S/üveyda’ğlar gibi tanımayan birbirini!
bugün sana kızmak gelmiyor içimden! ama sanma ki; bağışlı gözlerle bakıyorum tüm küfürlerimi tükettim dünden! alabruz türküler söylüyorum kör mahzenlerde saçlarım uzarken tükeniyor tırnaklarım sana söylüyorum yağışlı ülke cevabım kalmadı artık dağınık saçlarımı soranlara; hani öznesiz yağmurlar yüklenir insan bu durumlarda hani bulutlardan bilirsin yalancı gebeliği!
her ne kadar diyemesen de;
’’kör kıyım sancılarda kıvranıyorum hâlâ’’
yapısı kökünden harabe, bu hurafe repliği kevgirler ince delikli olmalı çökertmiyorsa seni! çekilse üzerimden kör kötürüm bulutlar tek bir mandalla! ve tek bir yalanla asacağım seni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SÜVEYDA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SÜVEYDA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yapısı kökünden harabe, bu hurafe repliği kevgirler ince delikli olmalı çökertmiyorsa seni! çekilse üzerimden kör kötürüm bulutlar tek bir mandalla! ve tek bir yalanla asacağım seni
ben seni hiç sevmedim ki!..
Tebrik ediyorum. Güzeldi şiiriniz. Saygı ve selamlarımla.
ne zamandır yüzünü yıkamıyorsun kim bilir? beyaza düşen siyah gibi dağılıyor, kirleniyor çehrem sana kuşbeyazı çiçekler yollardım imgelerle bezeli krizantem duakların yok artık, selvili tepelerden adam şairse, yakışanı değil sevdiğini yakıştırmaz mı şiire şimdi bilmem ki; Süveyda sana ne demeli...
yapısı kökünden harabe, bu hurafe repliği kevgirler ince delikli olmalı çökertmiyorsa seni! çekilse üzerimden kör kötürüm bulutlar tek bir mandalla! ve tek bir yalanla asacağım seni
ben seni hiç sevmedim ki!..
... susmalı şimdi adını boğduğum şiirlerim, değil canı çekmek can bile çekişmemeliler sana... ah süveyda! ellerim kanlı olsaydı keşke baktığım yerler kadar, hiç değilse faili ellerim bu vedanın der, bu bilinemezliği kanatmazdım içimde har be har...