Bir nesağacın gölgesi çökmüş yalnızlığımın sırtına eflatun gibidir, siyah renge benzemez günahım affet dedi birkere yeşil bakire, kırmızı orospu toprağın koyu teni gibi ketum hücreme kadar güz vücudumun her yanına toy kıvılcımlar bıraktı sarhoş oldu birkere yağmurun yağması kadar marifetli öpüşürken, hiç bitmeyen bir çığlık gökkuşağı hiç bu kadar yaklaşmamıştı birkere |