BU TOPRAKTA OKUNUR DESTANLARIM
“Kaderde yazılmışsa gidersin yığın yığın;
Âlem gördü karada yüzüyordu kayığın.” *** Son verdin karanlığa; parlıyordu o gün gök. Derinden bir ses geldi, dedi; durma, davran, çök Titriyordun, titremen, Rabbe olan sevginden O gün şehir ağardı haz aldı yüz renginden Fatih’tin, sen Türklere Bizans’ı geda ettin. Hak Peygamberi anıp şükrünü eda ettin. Hor görmedin kimseyi, özünü unutmadan Çalıştın, hiç durmadın; gece, gündüz yatmadan. Şimdi aklı evveller ister seni atlamak Besmelesiz başlayıp doğruyu sakatlamak Çağı geri götürüp, bize gerici derler Putperest tapınakta pişmemiş eti yerler Tapınırlar taşlara, kanlıdır kargıları Her türlü fitne dolu tarihi yargıları *** Söyle, daha kaç zaman ateş olup yakacak İçinde kalan kinler oluk oluk akacak Şükrün yoksa bilesin göz doyurmaz ekinler Mevsimi geldi artık bitmelidir bu kinler Ataların kendine görev bilmiş zorluğu Bir kısmı halkı ile çekmiş nice darlığı Asırlardır duyduğun kinlerin sebebini Bildim doldurmadığın için kendi cebini Söyle, meramın nedir? Çoluk çocuğun ile Kin güdersin bıkmadan, olan buçuğun ile Şimdi, yılları verip bulduğum delilleri Sunuyorum hep sana, terk et bizim illeri Ne yalan dillerinden, ne paslı demirinden Fayda beklemem senden ve sahtekâr mirinden Tıpkı altın eritip put yapan Samir’ine İhtiyacım kalmadı putperest amirine Söyle, gece oturup cinleri mi çağırdın? Çarpıtmak mı istedin? Olmayınca bağırdın. Hadi, meydan senindir, söyle de oldursunlar. Ivır, zıvır ne varsa tarihe doldursunlar. Duydular mı sesini? Mağarada yansırken. Buldun mu bilinmezi? Birçoklarına sırken. Kısır beyin ne yapar? Kurnaz olur en fazla. Gerçeklerin üstünü örtebilir mi sazla Durmayıp hiç dengede, evvel ahir bozmaya Meyil ettin haçlıyla birlik olup, tozmaya. Söyle, arkaik dille; ham kalmış ilkellikle. Hakka eğilmedin de, kaldın sakat benlikle. Desem ki bundan sonra kimse pazarlayamaz Soysuzlar bu milleti asla azarlayamaz. Bedenimdir bu toprak, ölmeyen sevgilimdir Ceddimdir damar damar; kokladığım gülümdür. Ne kılık değiştirip maymuna dönüşürüm. Ne ayaza çıkıp da donarım ve üşürüm. Söyle, vicdanın varsa yıkma iman kaleni. Zaten yakıp, yıkmakta deyyuslar bak aleni. Atalarını belle; nasıl elle kurdular. İşgale kalkışanı, koştular durdurdular. Cenabet çizmeleri ters yüz edip mülkünden, Çıkarıp da attılar, daha hızlı ilkinden. Kolay aldık sanırsın, o yüzden kıymet bilmez; Kolay veririz sanma, bizle uğraşan gülmez. Söyle, nice kadınlar yollar teperken öldü Onlar ki, cephelerde birer nur, birer güldü. Onlar ki, hanelerin sarsılmaz taşıydılar. Onlar ki, o yıllar da cefanın aşıydılar. Tarih içinde tarih yazarken kara Osman Gör Uygur’da ne yaptı, mazlum, fukara Osman Destan yazan da Osman; Plevne’de bir başka. Mezar kazan da Osman; cephede gelip aşka. Altında atalarım, canım; bağ, bostanlarım Doludur, bu toprakta okunur destanlarım. *** Söyle, neyi, kimlerden okudun da kinlendin? Neden Hakkı bırakıp putlara perçinlendin? *** Güneri Yıldız (Elazığ, 19.09.2011) |
CANDAN OKUDUM HAZ ALSIM GÖZLERİM SULANDI
BU KADAR ÜLKE SEVDALISI KALEMİ İNSAN ÖZÜ CUMURİYET ÜLKESİNİ
SEVEN DEYERLİ GÜNERİBEY ŞAİR CAN KARDEŞİMİ EMEK İLE
BİR DAHA ŞEREF DOYDUM
DESTAN GİBİ BİR ESERİ BİZE SUNDUĞU İÇİN MİNETDARIM KENDİ ADIMA
ŞEREF EMEK DOYDUM SAYGILAR,,,,,,,,