günlüksabah sekiz. ayaklarımın fikri sahil tabanlarım yokluk ürküten gıcırtılı iki ses ihtiyar rüzgar/ tutsak martı ve deniz okullu çocuk/ yorgun işçi ve köpek saat sekiz... ve kıpırdayan her şey sana dair bir mevcudiyet gitmiş olman mühim değil yaşıyorsun ya. öğlen iki. kulaklarımın derdi sesin parmaklarım top sektiren sekiz yaramaz çocuk tahta masa/ saman kağıt ve kalem denizkabuğu/ acı tütsü ve müzik saat iki... ve sabit duran her şey sana ait bir hakimiyet susmuş olman mühim değil yaşıyorsun ya. akşam yedi. gözlerimin düşü yol bakışlarım iri boncuklu mavi-yeşil kolye dışarıda güz/ çalan kapı ve komşu korna sesi/ sımsıcak çorba ve su saat yedi... ve günümün alnında hasretine aşık bir teslimiyet yalnız yemek mühim değil yaşıyorsun ya. gece on iki. şiirimin dili peltek yüreğim pikapta dönen hicaz peşrev buruk tütün/ buzlu rakı ve peynir giden gemi/ dönen yolcu ve gece saat on iki... ve günlüğün son sayfasına şu not; "bu can zulmüne feda bir ubudiyet" kanamak mühim değil ölüyorum ya. JD |
ayaklarımın fikri sahil
tabanlarım
yokluk ürküten gıcırtılı iki ses
ihtiyar rüzgar/ tutsak martı ve deniz
okullu çocuk/ yorgun işçi ve köpek
saat sekiz...
ve kıpırdayan her şey
sana dair bir mevcudiyet
gitmiş olman mühim değil
yaşıyorsun ya.
öğlen iki.
güzel bir çalışma meydana gelmiş yüreğinize sağlık selamlarımla