öyle mi...
ah more
ne zaman lafı ortaya atsam sürgün dallarından çınarın yağlı ilmek şaşkın ağlıyor. yaşamak diyor, kök yordamıyla büyümektir yitenler arasından. neye şaşar ki insan höyüklerin altında binlerce ayak izi sırası gelen çiğnemiş önde gidenlerin bıraktığı izi. çoktan çökmüş güneş dağların ardına simyadan gölgelerin uzama vaktidir şimdi ay doğuyor bin bir çeşit hülyadan. uykuya dal anların en güzeli uzanmış siyah ufka milyon yıldız temelli. üşüdü yüzüm hayal kırıklarımı attım harlanan ateşe ayazdı gece iki taşı birbirine çarptırıp alevi yaratan yaratmıştır illa dedim dalda gülü eğildim kor kokladım san ki sudan geçiyordu bir çift ceylan san ki sekiyordu kayalıklar arasından. kaçan kim yetişen ne... büyüyen hangi kalleş sırtını dayamış geceye. şuracıkta bütün renklerin öldüğü bu vakitte gel deseler, gelemem kendime türkülerim diken diken çalamam ıslık ıslık olduramam sabahları bir başıma ey allah... alıp götürdü günler ömrümü demek günler harami demek ondan akşam dağa demek ondan sabah dağdan gelip alıp vuruyor dağdan dağa. öyle mi... |
sağlıcakla