bir kibriiitt...
ölü taklidi yapacam
dokunmuyor hayat bile. çek ellerini çek çok acı yandım bir dikişte içtim eski bir yalnızlığı. ne düşünmüştüm de ne yazdırdım kara kaplı deftere üç ekmek bi çiti bi maltepe yudum katığı işte öylece dumanla her gece yani mezatta kaldı içimin yalnızlığı. şunu bir daha yapma diyorlar yıldızlar saymakla biter mi ki kuyunun dibine düştü diyorum ayın kendisi sabah olmadan su toprağa doymadan yeşerip dallanmadan duvarda yosun ağaç... şems i kuyuya mı atmışlardı yani kamer miydi karanlıkta dişleri... ben size güneşte ısıtın ellerinizi dedim terleyin boncuk boncuk doksandokuz hu... bilmem kaç tane çekersen utanırsın allahtan yarısında kul... karıncaya sormuşlar ne iş maksat hedefe varmak zaman ince iş... aleyke ya habiballah... acelesiz gerek yok derdim değil hiç hudut taşları değil mi ki üzerinde iki tarih arası yazı yok hüvel baki borçluyum yaşamaya... ateşli bir silahın alnında elim elim soğuk duvara yaslı hala gölgem hiç olmadı ayakları yok binlerce kere yüzleşsemde gözlerimin olduğu yerle kuru bi baş sallama genç miyim yaşlı mı ne... susu vermek gülü vermek ölü vermek farz ı kifaye olsaydı kalksaydı üzerimden bu vebal... estağfurullah... ey allah bilirsin kaskatı kalır bazen avuçlarım parmak aralarımdan yaş damlar muhabbetim daimdir... muteber kılmak şu konukluğu hasılı sebep niyeyse açıyor her mevsim kızılcık çiçeği doluyor badelere şerbet şerbet sızıyor dudağımın kıyısından eyvallah... oysa yumruğum kadarmış yüreğim vurdum dağlara taşlara çıkmadı sesi bile güldü karınca kıkırdadı çay... |
Kimi de var ki iyi bir masal anlatıcısıdır sizin gibi
Kutlarım kavi kalemi içtenlikle.