sıradanlığa
masalsı bir hayatın özlemini çekmedim hiç
hayallerim bile gerçekçiydi istemeden kırmızı başlıklı kızın kurdun karnından çıkması nasıl imkansızsa masallar da o kadar yalancıydı ve masallarla uyumadım çocukken uyutmadı,uyutamadı. öyküleri sevdim hep sıradanlığına rağmen hatta sırf bu yüzden belki sıradanlık özgürlüktü özgürlükse sıradışı. hep kendi öykümü merak ettim yan karakterleri,dönüm noktalarını esas oğlana nasıl tutulup peşinden sürükleneceğimi kaderin cilvelerini ve nazını sevmenin,acı çekmenin hazzını kolaya kaçmayı seven kişiliğimi -işte itiraf ettim- hayallerimde amazonlaştırıp kahraman olmayı ama sırf kendime inat olsun diye kavgayı,dalaşmayı meydanlara atılıp sataşmayı düzen denen düzensizlikler düzelsin diye başkaldırmayı sonunu kurmadım kafamda sonlar yarım kalmalı sonsuzluksa kafa patlatıp sırrına vakıf olamadığım bir yabancı son ve sonsuzluk arasındaki o açı daralıyor gitgide ve yaşam telaşı bir göl kadar kıpırtısız olma ihtiyacı... çelişkiler yumağı öykülerin sıradanlığında -sanırım anlıyorum- gerçekler masallardan bile aldatıcı. |