ömrün dibindekilereski yıkık bir evim merdivenlerime çıktığında korkma ölüm taşımam içimde bilirim duvarlara asılmış örtüler önünden kaçamıyorsak eğer kefenimiz olamaz gözyaşlarımızı onlara silelim kırmızı işlemeli bir halı önünde kanıyorum elbisem kırmızı ikimiz bir olduk dünyaya karşı ayaklarımla basamam çünkü sen ellerimde böcekler ruhumu her gece kemirecek içtiğim suyun arasında yaşamayan simsiyah ölüm kurban ediliyoruz kırmızı duvarlardan akıyoruz toprağın yüreği bize aç ölmekle dönen dünyadan yapabiliyorsan kaç camilerin boğucu kubbesi altında yeşil yeşil uzuyoruz inançlar dişlerimizi kirletti ruhum maydanoz elbiselerimiz upuzun acı çektiğin kadar uzuyorlar çocukların dilleri konuşur sende elbisenin arasındaki çocukluğunu unut odalar dolusu koyun nefesleri kadar yaşarlar cenneti görmezler insan denilen kadar gerçekten sürgün siyahken beyaza dönüş sebepsizliğin kuvvetin adımlarını sessiz at ruhunun karası hala kopkoyu ve derin önümden kayıyor kadınlar her biri vicdanın sözünde dilim bırakamıyor onları sonsuzluğu gördüm her birisinin gözlerinde seçmek kadar hür ölmek kadar sevilmez ruhumuzu şekillendirenler ölümü yok edecek sonsuz ömürler ömürler ömürler |
hayatın derinindekiler
yüzey,ve derin kısası