SIFIR TRENİ
Rengarenk şekerlerin şarkısı bu
Yüksekten korkmasam, gelir yanınıza alırdım portakallı olanlardan Sağdan soldan utanmanın belası bu Mavinin çocukken sevdirilmemesinin cezası Oralara gitme denilen yerdeyim şimdi İçimde izlenememiş bir sinema filminin gürültüsüyle Bomboş tüm beton Ellerinde çuvallarla gelen yaşlı teyzeleri özlüyor insan Biraz çam Biraz sakız olmuş hayatına el salla bak Ciğerinde tükenecek gibi değil nefesin Tel örgüler esrikleşmiş bir hatırayı fısıldarken kulağına Belki de yalnız değildik bu kadar geçmişte Perspektif kavramının anlatılmasından daha fazla işe yarıyordu daralan raylar Askerden dönen abileri selamlar Dönemeyenlerin yasını tutardık Şimdi o yaşlı köprü bile usanmış üzerine binen yükten Bacakları yaşlı Yüreği artık kimsenin uğramadığı izbe bir köy kadar yalnız Ne bir hasret türküsünü mırıldanıyor artık bekleme salonları Ne de kınalı bir kuzunun içli meleyişi yankılanıyor vagonlardan Temelinden titreyen evler bile kör bir gölgenin içinde inlemekte Puslu yamaçlardan bir asırlık öykü getir bana İçinde yangını sönmüş bir Haydarpaşa olsun Bir parça Deniz olsun içinde Düştüğü kuyulardan kurtulan bir genç Yusuf olsun Bir de haber salın Üsküdarlı Recep usataya, Raylar olmadan yürümüyor trenler İçim yabanıl bir kokuyla çürümeden gel artık SIFIR TRENİ SARP ÖZDEMİR |
hep aynı yerde
gidyorum desek de
ya da gitse de
Sevgimle