Fanus
g-özüne batan tozlu bulutları selamlayan kadın
güneşi kandırmışsın gündelik sözcüklerle şiirler birikmiş içinde geceden kalmış imgeler ağlıyor gözlerinde mendilin çok kirlenmiş sen şimdi silmezsin yaşlarını bilmez misin düşer kalkar, güler ağlar mısralar şiirler de yorulur kutsal kitaplara benziyor yüzün hayata anlam sunar, susar içinizden başka kim anlar sokaklar, cehennem cinneti kalabalıklar duyar mı ki , masum dudaklardan çıkan şarkıyı kaburgaya külçe gibi ağır gelse de hatıralar gülümse yaradana gülümsemek Tanrının rengidir. kadının rengi de aşk duygu zindanlarına kapanan kadın ağlamak zamanın hışırdayan yalanı zaman garip bir dost yanındayken intihara sürükler anılar uzaklaştıkça kaldığın yerden devam edesin diye serbest bırakır yavaş yavaş yaşam bazen durup beklemek ister çareden ırak acı hep var olacak ve savaş insanoğlunun bildiği tek şeydir savaş kadın hem doğurur, hem çocuktur biraz her ışıltıda parlamalı gözleri hem çakıl taşlarını, hem misketlerini orada bırak çocuklar da yorulur kapatmışsın pencereni hikayesi henüz bitmemiş seslere şimdi konuşan sadece medeni hayat bil ki yenildikçe güçleniyorsun zamanı gelince mahşerin de dili çözülecek gökyüzüne bakmakla sır anlaşılmaz kan’atlarını dinlendir biraz kuşlar da yorulur yaşam, gelip yerleşmediğimiz şehir salınıp durur üzerimizde gökyüzü aşk gözü kör ayaklarımızı yerden kesen tek heceli söz ten nedir, tin nedir yeryüzü en kurak orgazmını yaşarken üşüyor insanlar aylardan ekim yine gözyaşlarını kurutsun yaz güneşi birazdan gelecek sonbahar kadınlar da yorulur |
salınıp durur üzerimizde gökyüzü
aşk gözü kör
ayaklarımızı yerden kesen tek heceli söz
ten nedir, tin nedir
yeryüzü en kurak orgazmını yaşarken
üşüyor insanlar
aylardan ekim yine
gözyaşlarını kurutsun yaz güneşi
birazdan gelecek sonbahar
kadınlar da yorulur
söylenecek herşeyi siz söylemişiniz zaten.tek kelime kalmış bana oda mükemmel.