Gönül Garı
Gönül garında aşka el salladı ayrılık
Şairin şakağına ter düştü ılık ılık Bir şiir çıkıp geldi, serçe kadar yaralı Avuçlarında hasret, bağrında gam sıralı Ansızın feryat koptu yer oynadı yerinden Gün battı hazin hazin şairin gözlerinden Asi bir rüzgâr gelip saçlarına dokundu Sonra şiir yüzüne katran bir gece kondu Umudu kaybolurken hüzün tünellerinde Bir tek beyaz gül kaldı çocuksu ellerinde Üşüdü hayalleri sarıldı bedenine Sorup durdu kendine, bu zulmün nedeni ne? Dokunduğu ne varsa ızdırap kokuyordu Çiğ keder için için canına okuyordu İsyan etti haykırdı, ömür verdiği aşka Tek fısıltı duymadı kendi sesinden başka Etrafına bakındı, her yer karanlık ve dar Anladı ki yalnızdı, aysız gökyüzü kadar Bin yıllık bir esaret kurtuldu kafesinden Yıldızlar düşüyordu koşarak nefesinden Yalvardı Yaradan’a ve tövbeye başladı Cehennem kuyusunda kör şeytanı taşladı Çöktü olduğu yere dizlerine kapandı Tükürdü dudağından aşka ettiği andı Öptü yanaklarından, iki damla körpe yaş Düşerken ellerinden beyaz gül yavaş yavaş Gönül garında aşka el salladı ayrılık Şairin şiirine gam düştü ılık ılık Serkan Uçar S.U. 27.08.2011 Gönül Gar’ında şiirimin elinden tutan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyor, iyi bayramlar diliyorum. Selamlar. |
Ramazan Bayramını da kutluyorum.
Selamlar
Gözüne acı yaş değmesin