Gül KasidesiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Özleşim tarzıyla yazılmış olan bu şiirde Gül, Resul’ü, müslimi, İslam devletleri ve kültür gibi üç ayrı unsuru temsil eden bir semboldür. Şiir, gülün ömrü, tomurcuğu, yaprağı, duruşu, renkleri, açmış ve solmuş hali, rüzgarda salınışı, yapraklarının şekli, yeşil dalı, dudağa benzeyen yaprakları, kokusu, çürümesi, çürürken eğilmesi, dikeni, Elif harfine benzeyen yeşil dalı, arap harfleri ile "oku" yazısına benzeyen duruşu, rüzgarda salınışı, gül bahçesindeki asaleti, dikenin kama hançer ve kılıca benzeyen şekli, hüzünlü ve eğik duruşu vb ile insanla ilişkilendirilmiştir. Hüsnü taliller, telmihler, kinayeler, benzetmeler, ihamlar, tenasüpler, mecaz, teşbih ve istiarelerle İnsan, Peygamber, islam kültürü ,yaşam ve ölüm mücadelesi ve buna dair felsefi ve tasavvufi fikirlerle desteklenen şiir, hayat, amaç, aşk, dilek ve telmihlere ait duyguları ifade eder.
Gülün hallerine dair betimlemeleri, insan , islami devletler ve hayat mücadelesi şeklinde gül öznesinin duygu ve eylemlerine yükleyen bu şiirden haz alabilen herkesi gönülden kutluyorum.
Habib’im bir gülü vermez diye küsmüş yare gül
Ele gülmüş bana gülmez diye kaç bin pare gül. Çiseler dökse gözünden bağa tek sır dememiş O tomurcuk kederinden bulamaz tek çare gül Nice bülbül sesi duymuş yüreğin mest edecek Razı gelmez Habib’inden demeyen sazlara gül Bade içmiş rüyasından o yârin Ay simadan O hayalin hicabından yüze tülbent sara gül Süsenin hançeri yarmış kanı her dem akıyor. Ne haram eyledi bilmez yine düşmüş zara gül Kimi kan der, kimi çiy der; utanıp döktüğü ter Rüyadan yordu duyanlar kızarır ısrara gül Deva bulsun yüreğinden onu el üste tutan Yanağından koku kalmış Habib’im gül-zara gül Bade içtin, name aldın, kokular açtı için Yedi renk kaftanı giydin; niye bahtın kara gül? Dudağın resmine dönmüş, Habib’im güldü deyip Nazenin kaldı o yüzden, cemalinden hare gül O tomurcuk gibi kalsam diyemem sevda büyük Diyerek yüz dudağından açılır bağlara gül Habib’imden reha bulsam diye feryat ederek İki günden daha artık yanamazmış nara gül Talibiz sam ve seherden rızkımız doğdu deyip Gözü tandan saçarak kan dayanır her dara gül Seda duydum Habib’imden diye yelden sakınır Dalının üstüne hançer çekerek rüzgâra gül "Oku" dermiş Habib’imden yele baygın bakarak Namesinden reha sinmiş okuyor her pare gül Elifin Kaf’la vav’ından kama çekmiş dikenin "Oku" dermiş Resulümden, Şah’a vurmuş, Çar’a gül Kılıcın Türk gibi tutmuş yatağan sallatıyor Teni kandan sıvalanmış yüzü kat kat yara gül Nice kanlar döküvermiş Habib’in emri sayıp Nice Hanlıklara girmiş, yürümüş, hünkâra gül Karabağ’dan gece geçmiş Çat’la Mısırdan bi haber Bize şam’dan mı sorarmış bana her an kara gül Neyi eksik imanımdan, niye gülmez ki Rahim? Diye bir suç aranırken düşüyor efkâra gül Yedi rengin kanı akmış dikenim battı sanıp Bu vehimden düşüvermiş Habib’im kollara gül Ganimet umdu ki gülşen, güle dostluk dolaşır. Kokusundan kimi çalmış, kimi kapmış para gül Niye vermek ile dostluk aranırmış bilecek Kederin pay edecek dost bulamaz, git, ara gül Lale, sümbül eteğinden çekişip yalvarıyor Yele derviş gibi çılgın tutulur yekpare gül Ala bir tennure giymiş elifin kemha yeşil Semazen Mevlevi olmuş sesi ney rüzgâra gül Habib’im gitti elimden, diye her an eleminden Soluyor gül kederinden küsüyor gülzara gül Bu tevekkül ile çökmüş kaderim böyle deyip Başı eğmiş, dalı düşmüş, seni kim kurtara gül? Güne beş kez yeri öpmüş, niyazın göstererek Çöpe dönmüş bu oruçtan gidiyor Layhar’a gül Hani handın, hani beydin? Sera ser kemha giyen... Camekândan görünürdün niye soldun mora gül Cihanın cilvesi buymuş diyecek dost arıyor Habib’im tut yanağından düşüyor ağyara gül Büzüşen boynunu bükmüş yere canlar akıyor Bu cehennem azabından sana cennet vara gül Dökülüp can damarından yere ölgün bakıyor. Düşüyor can kanadından Habib’im taşlara gül Bu nazımım nizamından sese destan dokunur Avazımın icabından Habib’im kapkara gül Nice güldün zamanından avazın denmeyecek Saladan bir seda kaldın dizilen saflara gül Güle göster cemalinden dualar eyleyerek Şefaat et ya Habibim gülü ver dostlara gül! ( Bu şiir Özleşim ölçüsü ve ekolü ile yazılmış bir kasidedir.) Habib:Sevgili Susen: Kılıç benzeri yapraklı çiçek( Divan şiirinde gülzarın bekçisi ) Cemal: Yüz güzelliği Reha: Koku, rayiha Talip: Talep eden, isteyen, talebe Layhar: İranda Şah iken, hanlığı bırakıp hamamın külhanında üzüm çöpü artığı ile beslenen evliya Seraser: Padışahlara özel dikilen altın işlemeli kumaş Kemha. Altın dokumalı ipek kumaş türü Tennure. Mevlevilerin giydiği kaftan Elif: Arapçanın ilk harfi, Mevlevilerin giydiği pantolon |
Hakettiği yerde.
Saygılarımla.