FELLUCE'Lİ BEBEKKara gözlerini kara çarşafa bürüyen Anaç bir yazgının ortakçısı Yarınsız düşlerine açık avuçların İsteyerek gelmediğin bu coğrafyada Bahtına mayın döşenmiş El kadar bebeydin Âlemin gözünün önünde “vah vah”lar düşerdi hep dua diye boynuna Bize nişan takarlardı büyüdüğümüzde Sen nişangâhtın küçücük bedeninle Bilmeden geldiğin bu toprağın Bahtına mayın döşenmiş El kadar bebesiydin Çölün ateşi yetmez seni kavurmaya Bilirsin bin olursun kanın çöle düşünce Kan çiçeği bebem ne vakit büyürsün Ne çabuk elin sapan tutar Hangi deli gönül ölüme seni dik tutar Gülmek bize mi mahsus Utanmak düşmüşken payımıza Vicdanımıza mayın döşenmiş Ve sen hala… El kadar bebesin Küresel dünyanın şen köylüleri Barış için deyip elinde sapan tutan Felluce’li bebelerin peşindeler Ben anladım dünya denilen “top” Bebeler yüzünden bu kadar kanlı Bahtına mayın döşemişler bebek Üstelik yürümeyi bile bilmezsin Yazgısına ortak olduğun ananın Doğmadan kefeni biçilmiş köylerindensin… 09.10.2007, Ankara |
Sözlerimiz vardır bizim
Taşımaya kürek ister
Yüreğimiz kor'dur bizim
Dilsiz gönüllerin adını dudaklarının kıyısına dahi alamadığı Felluce'li çocukların kıyamını,şehadetini bu kadar güzel anlatan biri daha var mı memleketimde?
Varsa bir adım başımın üstüne gelsin..
Taşıyayım sırat'a kadar.