(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Pabucumun kenarı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Pabucumun kenarı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Küçükken benim yerime erkek kardeşime bisiklet alınmıştı. E, erkek çocuk:) Canı istediğinde verirdi bana, binerdim:) Sonra annem ben lisedeyken 2 tane -sanırım 8 vites- bisiklet almıştı hem kardeşime hem bana ama kendi de faydalanmıştı. Canım annem o zaman öğrenişti bisiklete binmeyi hatta düşeceği zaman daha taksitlerini ödediği bisiklete bir şey olmasın diye düşer düşmez bisikleti üste alıyordu:))
keyifli ve çok güzel bir şiirdi. Nereden nerelere götürdü.
iyi ki yazılmış sahiden şiir. ne güzel hatıraları kopartıp geçmişten gülümsetti hepimizi. :))) hala bisiklet denen merette gözüm var ama bu ara tekerlekli paten kayabileceğim bi yer bulsam da işimi görür :)))) sahi bi gün oynamaktan sıkılır mıyım acep :)))
Kökünü kemiren hüzünlü düşünüşlerimizin polenleri savrulurken havada, tepemizdeki buluşma bulutları sınırsız yalnızlığımızın dualarıyla nemlenir ve yüreğimizin şafaklarına vuran güneş er geç bizi hüzzam uykularımızdan uyandırır. Işıltılara muhtaç utkularımızın satır aralarına tedirgin sarılışlarımızın mutluluk yaşları damlar. Karışırız az sonra krizlerle yağmalanan bir hayatın tam ortasına, yaşam sağanaklarının öylesine aktığı saçaklara gizlenir, ellerimizden kayıp giden sevgi tabutunu hırsla deşilmiş topraklara bir çırpıda ve gözlerimizdeki yaşlar kurumadan gömeriz. Kutladım...
Bisikletlerden nefret ederim. Nedeni var mı bilmiyorum. Yürüttüğüm en yakın ihtimal, erkek kardeşimin başka çocukların bisikletlerine mahzun gözlerle bakması sanırım. O yüzden düşenlere de pek acımadım doğrusu. Ee, onca bisikletsiz çocuğun ahı bir yerlerden çıkacak değil mi?
Sabah sabah çok şeye yorduğum şirin ve yüz güldüren bir şiirdi. Daha çok şiir okumalıyım diye de düşündüm.
Yazarken nasıl bitecek diye korktum ama okurken bende çok eğlendim doğrusu.
Benim de hiç bisikletim olmadı ama biraderin sünnet hediyesinden bahçeye uçma şerefine nail olanlardanım. Yinede düşene uçana uçupta yere çakılana üzülürüm ben yaaaa :)))
benim hiç bisikletim olmadı. ama korsan binişlerim çok olmuştu. :)) benim telden yaptığım bir kamyonum vardı. direksiyonundan tekerlerine kadar teldendi. hatırlamaya çalışıyorum, telden başka bir şeyi var mıydı diye... yok. tamamı ince ve kalın tellerdendi. ama güzeldi. yüreğinize sağlık sevgili "asran". bize neler hatırlattınız. :))
İlaç kutularından evcilik oynamak için buzdolabı ocak yapardım bende. Şurup kutularından harika buzdolabı olurdu. Hala teneke kutu gördüğümde hiç bir işe yaramayacak olsa bile benim olsun isterim üstelik. :)))
yas 11 yer almanya stuttgart. durakta otobus bekliyorum.kaldirima sifir duruyorum. yanimdan 13,14 yaslarinda bisikletli bir cocuk gecerken bana bir osmanli tokati atti ki felegimi sasirdim:) arkasindan bagiramadim bile.
cok sevimli geldi siiriniz bana yedigim tokati hatirlatti nedense:))
sevgiler
Feyza Can tarafından 2/15/2011 12:31:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
tokatin siddetini ancak osmanli tokati dersem anlarsiniz diye oyle yazdim. buradan bana o tokati atan sayin bisikletliye sesleniyorum izninizle; NEDEN! :)))
cocukluguma indiniz,bisikletli cocuklardan hep suphelenerek buyudum :) bir alt yorumda bisikletle hasir ve nesir olan sevgili yoneticimizi tenzih ederek :))
zincirleme anı kazasına sebep olan şiirle başlayan fırtınanın tüm müsebbibi hikayeci yönetim efenim. kendisi bir alt sıradan yorum bırakarak her zanlının yaptığı gibi olay mahallinde görünüp düş izlerini bırakmış ortaya. Fekat, stuttgart'ta osmanlı tokatı oldukça enteresandı doğrusu. Atalarımızın izlerini aşkettikleri tokatlarda görmesekte olurdu hani. :) sevgi bizden...
Küçükken bisikletimin tekerinin bu mangallara girip ağzımın burnumun kanadığını söylemicem elbette. O zamanlar anneme dediğim gibi anne kocaman kocaman adamlar beni dövdüüü